bugün

kasaba

af edersiniz ama sik gibi bir şeydir kasaba. Hele ki sahil kasabaları. Sürekli romantize edilen kasaba hayatı aslında arada kalmış, hiçbir boka yaramayan ve sınıfsız kalmış bir topluluğun sevgilisidir, ve bizatihi kendisi de öyledir.

Kent ve kentliliğin bir tanımı vardır, aynı şekilde köy ve köylülüğün de. Köy üretim, kent ise tüketimle ya da sanayi ile özdeşleştirilebilir (en ayak üstü anlatımı ile). Kasaba ise hiçbir bok değildir. Ne köylüdür ne de kentli. Hiçbir şey üretmeyen, tüketimi teşvik dışında da hiçbir boka yaramayan bir yerde konumlanmıştır. Küçük kent ya da büyük köy yakıştırmaları tamamen yanlıştır.

Kasabaların bu kadar romantize edilmesi ise tatlı su pembecikliği dışında hiçbir şey değildir.