bu pazar beşiktaş sahilde çay içelim zirvesi

entry109 galeri
    72.
  1. zirveye bursa'dan gizli bir şekilde katılarak ilk başlarda herkese vandalkepceoperatoru olduğumu ikna etmeye çalışmama rağmen, bu durumu en güzel dopdop kardeşime yedirdim. fakat gerek kacak kelebek'in beni sürekli deşifre etme çabaları, gerek manson'a msnden sürekli yaptığım tehditlerden dolayı zirveye gittiğim gibi "manson ve hasnicktir sizsiniz değil mi ? siz gelin bakayım şöyle yamacıma" dediğim an manson'ın "sen salça'sın" demesi, kendisine olan sinirimi biraz daha arttırdı*. zirveye katılıp oradaki herkesle tanışmaktan şeref duydum ve güzel bir gün geçirmemi sağladığı için yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkürler. ayrıca sözlükte bu zirveyi başlatıp sonra ortalardan kaybolsada fikri ortaya atan sally, zirveler benden sorulur dermişcesine ağa gibi yerine kurulan can* * ve bu zirve görüntülerini dikdörtgen ebatlı fotoğraflara aktaran dopdop ayrıcalıklı teşekkürü hakeden insanlar olarak göze çarpıyor.

    beni istanbul'da karşılayıp, bana rehberlik yaparak istiklal'de adidas mağazasına beni götüren tutanamayanlardan'a kendi adıma ayrıca teşekkür ederim. * *

    apandisit: bu pazar besiktas sahilde cay icelim zirvesi içinde ayrıca, saldirici ile birlikte bu pazar bambi'de birseyler yiyelim zirvesini de gerçekleştirdi. biz açlık çekip suyla karın doyururken, onlar midelerindeki kaşarlı dürümleri öğütmekle meşguldüler. zirveden en son ayrılan kişilerden biriydi.

    arjen robben: halı saha maçında bana meydan okuyan lionel messi vs arjen robben arasında ki düelloda kendisininde iddialı olduğunu üstüne basa basa söyledi. arjantin'e karalama çalışmalarının nedenini söyledikten sonra, bende bıraktığı gıcıklığın yerini gülümseme aldı. bu zamana kadar boşuna anti-arjantin olduğunu düşünmüşüm, beni affetsin. *

    armyy: beşiktaşlı olduğunu düşünerek yakından ilgilendiğim, fenerbahçe'yi tuttuğunu öğrenince kendisi adına üzüldüğüm *, lock sayesinde tanıştığım yazar oldu. * * *

    atan alir spor: bana msn de cevap vermemesinin hesabını yüzüne sormaya imkan bulduğum zaman bana kem küm demekle yetinen, zirveden en son ayrılanlardan biriydi.

    baybars: halı sahada oynadığı top geçer adam geçmez mantelitesini sahaya sürdüğünü öğrenince bursa takımına alma çalışmalarına hız kazandırdığım, ezan okunurken "arkadaşlar sessiz olun" * * demesi sonrası "baybars'in imana gelme ihtimalimi var acaba ?" gibi sorularını aklıma getirdi.

    can: konuştuğu her fırsatta bir starbucks tutkunu olduğunu ve sürekli starbucks'a hiç gitmemiş hasnicktir'e yönelik ithamlarda bulunan kişi olarak hakkında "vay be bu da tikky çıktı" diye içimden söylendiğim "starbucks'ta dogdu beşiktaşlı oldu" denilesi, zirvede oturduğu yere ağa gibi kurulduğundan ötürü zirvenin ağası tayin edilen ve bursa'ya geldiğindede maç yapalım gibilerinden teklif sundu. ne kadar yerine getirir geldiğince göreceğiz. can hakkında daha çok şey yazarım. ilk geldiğimde benden şüphelenip "sürekli sen şu karta ismini yaz" diyerek bana kart vermesi ve benim kartları başkasına vermeme rağmen en az beş kere bunu tekrar etmesi, bursa - istanbul maçı hakkında muhabbetler. ama diğer yazarlardan bu kadar bahsetmediğim için, onlara ayıp olacağından daha fazla birşey yazmıyorum. *

    devedikeni: 8 temmuz 2006 tv makinası zirvesi için üç araba bir minibüs olalım fikrinin konuşulmasından sonra, sayı artarsa midibüs kiralarız demesi lafına ben "biraz daha kalabalık olursak maxibüs bulur muyuz ?" dememle bana attığı anelka'nın nerden geldim ben buraya bakışına gözlerimle şahit oldum ve bu iğrençliğimden dolayı kendisinden sözlük huzurunda özür diliyorum. *

    dopdop: işte zirvenin en kıpır kıpır, sürekli yer değiştiren, tarafımdan en çok şaşırtılan kişisi. kendisine ben vandalkepceoperatoru'yum * dememden sonra shyer ile ilgili muhabbet ettiğimiz sırada gözümün içine baka baka "abi o konuda en çok salca laf söylüyor, çok güldürüyor beni" dediğinde "salca zaten benim" diyemedim. belki benim hakkımda kötü şeyler söyler diye düşünürken, beni ne kadar iyi biri olarak gördüğünü anlayınca çok sevindirik oldum. kendisi bana kalsa nickini dopdop yaptıysa topikte yapıp, böyle üstünde şeker taneleri olan, rengarenk, yumiş yumiş şeylerden oluşan kendisiyle en çok özdeşleşecek nicki seçse daha iyi olurmuş. çünkü gerçekten şeker tanecikli ve renkli bir sima. * *

    elifff: elma'nın kartlara yazılan isimlerde çektirdiği bir fotoğrafta elinde ki elifff kağıdını görünce, elma'nın gerçekten kendisine hayran olduğu biri olarak düşündüğümden dolayı bir funclub açmasını tavsiye ediyorum.

    elma: manson - hasnicktir - elma üçlüsünün en sessizi, her zaman herkesin kendisini çıtır bir kız sandığı, ama erkek çıktığını görenlerin bazılarında hayal kırıklığı uğrattı.

    eticicibebe: zirvenin sol köşesinde haremlik bölümünde oturan sakin kişilik olarak göze çarptı.

    hasnicktir: işte benim kardeşim. herkesin sevmediği ama sevilmeyi hakeden sevimli el ense insanı. kendisine el uzatan herkese hasssss.... dermişcesine hasnicktir diyen, tanımayan biri olsa elini uzattığı kişi küfür olarak algılayıp tekme tokat dalınma tehlikesine sahip cana yakın kardeşti.

    kacak kelebek: hiçbir mantığı olmadığı halde zirveye gelen * *, hayvan ayrımı yaparak bir nevi ırkçılığa imza atan ve gözünde ki bakış açısı olarak at gözlüğünü bir türlü çıkarmayı düşünmeyen, vişne suyu tutkunu, kıvırcık, esmer bir bayandı. *

    koko: müzik grubunun bol bol reklamını yapması sonrasında, pulp fiction ile derin bir beyaz perde dünyasına daldılar ve bir daha haber alınamadılar.

    lock: beni en çok dumura uğratan yazar oldu. gerçek hayatta da yakınen tanıdığım, o kadar msn de konuşmamıza rağmen gerçek hayatta bu kadar yakın olduğumuzun bir türlü farkına varamamamız ikimizdede şok etkisi yarattı. ama bundan sonra hem sözlükte, hem forza'da, hemde tribünde beraberiz.

    manson: zirvede aslında en uyuz olduğum kişi olarak kendisine sürekli "bunu hiç sevmiyorum" diye ithamlarda bulunsamda bütün bunların tamamen şaka olduğunu, aslında kendisine karşı hiçbir kötü düşüncemin olmadığını bildiğini düşündüğüm manson - elma - hasnicktir üçlemesinden bir tanesiydi.

    riggomortis: sarı saçları, renkli gözleri ile "yurtdışındanda zirveye biri gelmiş" diye düşünerek kendimin bursa'dan gelişini "ben neymişim ki, helal olsun" diye beni düşündüren ama sonradan koko ile aynı gruptan olduğunu öğrendim. yine en önemli zirve katılımımı egale etmediği için sevindirik oldum.

    pulp fiction: "bir insan sözlükte bu kadar geyik, gerçek hayatta da bu kadar sessiz mi olur ?" sorusunu akıllara getiren, entrylerinin martyns ile benzerliğini herkes tarafından iyi bilindiğinden ötürü "acaba martyns ile pulp fiction aynı kişiler mi ?" diye bizlerin kafasında ki* bütün soru işaretlerini ortadan silsede; gerek sözlük olsun, gerek gerçek hayat olsun martyns ile hem karakter, hemde sözlükte çok benzer davranışlar sergilediğini gözlemlediğim, zirvede benim aslen salca olduğumu ilk kez kendisine söyledim.

    saldirici: "sonunda istanbul a milli takiminda kendine güvenen biri çıktı oh be" diye benim içimde bir rahatlık oluşturan "ben kaleye geçersem 2-3 gol anca atarsınız" diyerek bana göre talihsiz, kendisine göre özgüvenli bir açıklama yapan kaleci insanıydı. *

    sally: zirve için seçtiği yerden dolayı, günün en iğrenç esprisini yapmamı sağladı. "bu ne biçim zirve yahu, deniz kenarı burada rakım sıfır" dememle benden tiksindiğinden dolayı, sanırım bir daha ki zirveleri benden habersiz yapacak. * *

    sephrenia: eticicibebe ile eküri olarak gelen, haremlik kısmında oturan bir diğer yazar olarak, hanım hanımcık tavırlarıyla göze çarptı.

    spectracef: "her türlü bu sezon kombine alıyorum" demesiyle sözlükte ciddi bir anlamda uludağsözlük kapalı tribün oluşumunu gerçekleştireceğimizden dolayı benden heyecan uyandırıp, inşallah umutlandırıp utandırmayacak diye düşünüyorum.

    tutunamayanlardan: bir istanbul hanımefendisi niteliğinde istanbul'da beni, gelmemden üç saat sonra karşılayan, ben sanki bir fakirmişim gibi karnımı doyuran, serinletmek amacıyla 3-4 tane ice tea içiren, sarı dolmuşlara bindiren, beni zirveye getirmekte ki en büyük paya sahip, ciddi anlamda uludagsozluk zirve gulusu yaptığını en çok canlı şahit olan kişi olduğum için kendimi şanslı bulduğum, sarkan püskülleri ve siyah beyaz tişörtüyle gönüllerde taht kurmuş, "helal olsun sana, tutunamayanlardan" diye haykırdığım kişi olmuştur.
    9 ...