idealist bir vatansever olduğu aşikar. kardeşi nuri paşa'nın kafkas islam ordusu ile başarısı, amcası halil kut paşa'nın kut zaferi gibi bir pratik başarısı yoktu kuşkusuz ancak onları örgütleyen ve bu cephelere süren de bizatihi kendisiydi.
kendisi idealleri uğruna ölebilecek kadar deliydi. evet her idealist insanın içinde ufakta olsa delilik olmalıydı.
bu deli dolu yerinde duramayan adam 1908 de binbaşı iken 1914 yılına gelindiğinde genelkurmay başkanlığına kadar çok ama çok hızlı bir şekilde yükselirken dikkatleri üzerine de çekmişti kuşkusuz.
34 yaşında bir adam ve genelkurmay başkanı. tarihteki nadir örneklerden biri olduğu da aşikar.
bu kadar hızlı yükselince tabi siyasetin ve uluslararası ilişkilerin stratejisine de kolay adapte olamıyor. harbiyede genç bir subay adayı iken alman hocalarına ve disipline hayatına hayran olmuştu. bu hayranlık alman ittifakına giden yolu açacağını kim bilebilirdi ki?
4 yıllık savaş sonunda hızlı yükseliş, hızlı bir düşüşü de beraberinde getirdi. ittihad ve terakki içindeki komutanların bile birbirleriyle çekişmesi ve emre itaatsizlik etmeleri beraberinde büyük bir yıkım, koca bir imparatorluğun çöküşüne giden yola kapı aralayacaktı.
enver paşa tek başına da olsa başta tüm türkistan coğrafyası olmak üzere islam birliğini kurmak hedefinde yola çıktı.
1922'ye kadar bir çaba içindeydi ama ecel onu pamir dağı eteklerinde kahramanca mücadele ederken yakalayacaktı.