bugün

terk edilmek

severken terk ediliyorsan çok zor durumdur, insanı içinden çıkamayacağı bir mutsuzluk döngüsüne sokar.

terk edilmek bir anda olan bir olay değildir aslında, bir süreçtir. terk edilen taraf zaten aylardır ilişki bozulmasın diye tüm yükü omzuna almışken terk eden taraf da bunu fırsata çevirip tüm gücüyle seven tarafa yüklenmiştir. seven taraf, sevdiğini kaybetmekten korktuğu için altında ezileceğinden çok daha fazla ağırlığı kaldırmış olsa da bir süre sonra sevdiği insan tarafından terk edilmiştir. devamı mı? ya unutursun yada günlerce alkol, sigara, duygusal müzikler, uykusuz geceler içinde nefes alan bir ölü gibi yaşarsın...

unutmanın yoluysa karşıdakini silmektir sevgili dostum. şimdi ne yapacaksın biliyor musun? ona bir şekilde ulaşıp içindekileri dökeceksin, yetmedi mi? bir daha dökeceksin içindekileri, anlatacaksın her şeyi, eski anıları tekrardan ona hatırlatmaya çalışacaksın, olmadı mı? söveceksin, küfredeceksin; sonra pişman olup bir daha yazacaksın... ta ki içinde hiç umut kalmayana dek. işte o umut parçacıkları da toz olup uçtuktna sonra yapacağın tek şey karşıdakini silmektir; bu o kadar zor değil, çünkü karşıdakini büyüttüğün yer de onu bir anda yok edebileceğin yer de beynindir aslında. ufak bir umut kalmayana kadar çabalayıp sonra onu silmelisin; sosyal medya hesaplarından, rehberinden, galerinden ve en önemlisi de kafanın içinden. emin ol bunları yapmazsan boşa geçmiş günlere, aylara, yıllara doğru açılacaksın kapkara uçsuz denizlere açılan bir kaşif misali.

sonuçta hayata bir sefer geliyoruz değil mi?