türkan saylan

entry1231 galeri ses1
    951.
  1. 74 yıllık yaşamının neredeyse tümünü birilerinin yaşamına sihirli değnekle dokunmakla geçirdi Türkan Saylan. 1968'de istanbul Tıp Fakültesi'nde dermatoloji dalında başasistanlığa başladı. 1971'den itibaren burs kazanarak gittiği ingiltere ve Fransa'da ileri eğitim gördü.

    ihtisas alanı, Türkiye'de cüzzam diye anılan lepra hastalığıydı. O hastalığa karşı mücadelenin ön saflarında çalıştı. istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin yöneticisi oldu. Cüzzamla Savaş Derneği'ni ve Vakfı'nı kurdu.

    Bir zamanlar çok yaygın olan Lepra hastalığının sadece Türkiye'deki değil, dünyadaki gerilemesinde de Saylan'ın bu gayretlerinin önemli katkısı vardır. Bunun sonucu olarak 1986 yılında kendisine, Hindistan'da Uluslararası Gandhi Ödülü verildi. Kurucusu olduğu çağdaş yaşamı Destekleme Derneği ve Vakfı ile de özellikle kız çocuklarının okutulmasına öncülük yaparak çığır açtı. (Herkese Bilim ve Teknoloji, Sayı 50)

    Pek sevgili din kardeşlerime de bir çift lafım var. Sayın Türkan Saylan dine ve başörtüsüne değil gericiliğe karşı savaş açmıştır. O Türk kızlarının okutulmasını ve yaşam içinde yerlerinin olmasını çok arzuluyordu. En büyük savaşı bu yönde oldu. Din ve Başörtüsü ile bağdaştırılması ne yazık ki ülkemizde dinin kullanılarak kadına olan bakış açısını etkilemesidir. Çünkü ülkemizde gericiler kadının toplum içinde yeri olsun istemezler. Bunun içinde din'i, Allah'ı ve kuran'ı kullanırlar. Dinimiz kız çocuklarının okutulmasını yasaklamamaktadır. Aksine ilk ayetleri "Oku" olan bir kutsal kitabımız var.

    Öte yandan benim din adına işlemekten en korktuğum günah ne içki içmek, ne oruç tutmamak, ne de namaz kılmamaktır. En kötü olduğunu düşündüğüm günah Allah'ın yerine kulun kendisini koymasıdır. Allah'ı bir insan gibi düşünmek ve dünyevi ihtirasları için onun adını kullanarak onun adına hükümde bulunmaktır. Tıpkı buradaki bazı yazarların Türkan Saylan'ın cehennem odunu olacağını söylemesi, öte tarafta yanacağını bildirmesi v.b pek çok örnek gibi.

    Bırakınız bunun kararını o yüce varlık versin. Kimin ne iyilik ne kötülük yaptığını, ne kadar sevabı ve günahı olduğunu siz bilemezsiniz. Bu kişilerin cennete mi cehenneme mi gideceğini de siz bilemezsiniz. Ömrünü hangi dine inanmış olurlarsa olsunlar insanların yaşamlarını kurtarmaya, onların daha sağlıklı bir yaşam sürmesine adamış birinin eminim Allah'ın huzurunda bizden daha çok imtiyazı olacaktır. Ülkesindeki kız çocuklarını okutmak, onları toplum içindeki yerlerini daha yükseğe çıkarmak için çabaladı. Fena mı yaptı. Her gün kadın cinayeti haberi okumak daha mı çok hoşunuza gidiyor. Ülkemiz bu açıdan gün be gün kötüye gidiyorsa demek ki rahmetli çok da başarılı olamadı, demek ki sağlığında ve ölümünden sonra destek veremedik ona. Bir insana sağlığını vermenin, okumak isteyen bir kız çocuğunu okutarak onu bir öğretmen, bir doktor yapmanın manevi hazzını kaçımız biliyor. Bu kadına kaç kızın, kaç kadının hayır duası ettiğini bilmediğimiz gibi...
    2 ...