bugün

öğrenciyken yalnız yaşamak

Özellikle benim gibi temizlik saplantısını haiz (bir şeye değil, bir şeyi haiz olunur. Hep de yanlış yazılır.) bir şahsiyetseniz çok da sıkıntılı olmayan durumdur. Kendi kendine konuşma olayı maalesef doğrudur, hatta bir yerden sonra hayali dost yaratır ve onunla sohbet etmediğiniz akşamlar huzursuz olursunuz. Yeri gelir vakit geçirmek için yer fıstığı ayıklayıp, ceviz kırdığınız bile olur. Ancak bir evi temizliğinden tutun da yemeği ve ütüsüne kadar, hele ki erkekseniz, başarıyla idare edebildiğinizi gördüğünüz an kendinizi Ulubatlı Hasan gibi hissedersiniz. (Nur içinde yatsın rahmetli.) Zaman zaman "ya burada ölürsem ve ancak aylar sonra haberdar olurlarsa?" veya "Ya başıma bir iş gelirse ve o an yanımda kimse olmazsa?" gibi düşünceler yakanıza yapışsa da orası sizin krallığınızdır. Hele ki maddi açıdan sıkıntılarınız yoksa veya az ise artık küçük prens veya pamuk prenses masallarını gerçek dünyada yazarsınız. Lakin ne var ki bazı olumsuz yönleri de vardır bu meselenin. Bence en vahim olanı da çevrenizdeki insanların "Sen şimdi ne manitalar götürüyorsundur ehe ehe" tarzı cümlelerine yalandan gülüp geçmek veya esprili yanıtlarla bu cümleleri geçiştirmek zorunda kalmaktır. Değinmeden de edemeyeceğim, son yazdığım yalnızca erkek öğrenciler için geçerlidir. Eğer kadın yalnız yaşıyorsa çoktan "yollu" damgasını yemiştir bile... Bir diğer kötü yanı ise geceleri tüm ışıklar söndürüldüğünde yüzünüze tokat gibi çarpan sessizliktir. Ancak bu da bir süre sonra kanıksanır. Tek başına eve çıktığınızdan dolayı sizi "zengin" olarak nitelendiren yahut anne babanızın mesleklerini soran yarım akıllıları zaten umursamadan geçiyorum. Annemin at eğitmeni babamın ise pokemon avcısı olduğunu söylüyorum onlara. Özetle tabiatı uygun olana her türlü güzeldir, zorluklarına rağmen. Bilhassa benim gibi ağır bir bölümde öğrenciyseniz kendinizi geliştirmeniz bu sükunet ortamında daha az zorlayacaktır. OMÜ hukuktan kucak dolusu sevgilerle... *