bugün

yağmurlu havada bisiklet sürmek

en sevdiğim.

bir yaz günü antrenman yapmaya karar verdim ve yol bisikletimi çıkarıp evden kilometrelerce uzaklaşmaya hazırlandım. 30 km gitmiştim ki hava bulutlanıp bozmaya başladı. yanıma da yağmurluk almayı akıl etmemişim. o sırada gök gürültüsüyle birlikte hafif hafif yağmaya başladı. yaz yağmurudur bir şey olmaz diyerek gitmeye devam ettim, yol kenarında benzin istasyonunda bekleyeyim de dinince geri dönerim dedim. 1 saat geçti yok, 2 saat geçti yok, dinmiyordu lanet yağmur. şimdi eve gitmeye başlamazsam hava kararacaktı. ikilemde kaldım ve yağmurda bisiklet sürmeyi göze alarak çıktım yola. hızlı hızlı sürüyorum ve alnımdan düşen terler yağmur suyuyla karışıp ağzıma giriyordu. tadının ne garip olduğunu düşünüyordum o anda, yemeğe sos olarak dökülse acaba ne olurdu, peki ya yolda oluşan çukurların içine dolan çamurların tadı? hepsinin tadına bakma fırsatım oldu. gözlüğüm çamurla kaplandı ve çamurlanmamış ufak bir delikten yola bakarak eve kadar ulaştım. her yerim ıslak ve çamurla kaplıydı. tanınmaz hale gelmiştim ama aldığım keyif de bambaşkaydı. şuan yapar mıyım bilmiyorum ama gençken hayatı çok başka yaşıyormuşum.