bugün

harem

işlevselliği iyi incelenmesi gereken kurumdur. kurumdur diyorum, haremi ve içersinde gerçekleşenleri özellikle devlet politikasından ayrı tutmak pek mümkün değildir. bence bunun anlaşılması haremin işlevselliğinin doğru değerlendirilmesi açısından çok önemlidir. Padişah kızlarının bilhassa sadaret makamındaki devlet adamlarına verilmesi bu politikanın parçası olarak kabul edilebilir.

Haremi özellikle padişahın salt zevk ü sefa'sını giderme mekanı olarak görmek yanlıştır. bu da herhalükarda tartışmalı bir konudur.öncelikle harem üzerinde-özellikle batılı kaynakların- yaptıkları spekülasyonlar harem kurumunu doğru yansıtmaz. bu konuda da azımsanmayacak sayıda batılı kaynağın da haremi batının görmek istediği şekilde yansıttıkları ayrı bir gerçek. bu konuda ise batıda dolaşan "şehvetli türk" imgesinin etkili olmakla birlikte bazı kaynakların da haremi yansıtmak açısından önemli geçerlilikleri vardır. ama hem osmanlı tarihçilerinini olsun hem de batılı kaynakların haremi doğru yansıtmak açısından ana sorunsallardan birisi de "kaynak sorunu"dur. Haremin kapalı yapısı bu konuda etkindir. bu konuda güvenilmesi gereken yerleşik elçilerin raporları ile[ki yerleşik elçiler harem içersindeki güç ilişkilerini iyi takip etmek zorundaydılar] bir zamanlar haremde içoğlan olarak bulunmuş kişilerin anlattıklarına güvenilebilir. bu çeşit bilgileri kaynak olarak gösteren batı kaynaklarına güvenilebilir. bu konuda da bobovious olarak tanınan bizim ise ali ufki bey olarak bildiğimiz sabık içoğlanı fransızca bir kitaba kaynaklık etmesi örnek gösterilebilir. harem kadınlarının faaliyetlerini tenvir eden osmanlı kaynakları da bu konuda birebir başucu kaynaklarıdır.

bunların dışında, özellikle yorumlarken de haremin sanki sürekli sabit kalmış bir kurum olarak değerlendirilmesi ayrı bir yanlıştır. bu hata özellikle haremi yorumlarken kendi insanımızın da içine düştüğü yanlıştır. bilindiği gibi harem sultan süleyman döneminde saraya eklemlenmiştir. daha önceki dönemde sultan sarayındna ayrı bir yerde bulunmaktadır. "eski saray" adı verilen bu bölümde ise harem saraya eklemlendikten sonra, ölen şehzade ya da padişahların hasekileri ya da valideleri için bir barınma mekanı olmuştur. bununla birlikte haremin saraya eklemlenmesi kadınların siyasette etkinliğinin de artmasına nedEn olmuştur.[BU DÖNEME "KADINLAR SALTANATI" ADI VERiLiR] aslında bu etkinlik ise başta ismail hakkı uzun çarşılı olmak üzere osmanlıdaki gerilemenin bir sebebi addedilmiştir. ama dikkat edilmesi gerken bir gerçeklik ise kadınların siyasete girmelerinini bir anlamda "devlet-i aliye" nin kendisi tarafından meşrulaştırılmış olmasıdır. çok küçük yaşta tahta çıkan osmanlı padişahlarının "naibe" ünvanı ile tahta geçmeleri ya da vasi olarak bulunmaları bunun bir örneğidir. ya da yanlış hatırlamıyorsam "deli ibrahim"(1640-48)in "hal"inde annesinini de fikri sorulup cevaz alınmıştır.

bununla birlikte harem salt serbestliğin bulunduğu bir alan olmasından ziyade, daha çok kurallarla belirlenmiş hiyerarşik bir yapısı olan kurumdur.[(bkz: batıdaki kamusal özel ayrımını osmanlı'ya genellemek)] bu hiyerarşinin başında valide sultan olmakla birlikte, haseki, daye(padişahın sütninesi), şeklinde devam ederdi. padişah genel olarak haremde evlilik nakdi ile bağlı bulunduğu kişiden değil de, cariyelerden çocuk sahibi olurdu ve bu "hadise"de da bir anneye bir oğul kuralı geçerliydi.[bu olayın kökenleri 1. bayezid dönemine kadar gider. batılı kaynaklarda bu olayın kökeni olarak 1.bayezid'in sırp kökenli karısının timur tarafından saki olarak kullanılması ya da mihr kavramı ile irtibatlandırılır]. cariyelerden bir anneye bir oğul kavramı etkinliğini sürdürmekle birlikte, sultan süleyman döneminden itibaren bu kuralın ciddi anlamda ihlal edildiği bir gerçektir. daha sonra ise "deli ibrahim" gibi birkısım padişah tarafından ise iyiden iyiye batı kaynaklarını haklı çıkartacak şekilde davranmaları gözardı edilemez; ama onun bile bu şekilde davranması belirli bir zorunluluğun sonucudur. ailenin iktidarsız bir dönem geçiren erkeği olan "deli ibrahim" hanedanın tek erkeğidir ve "ben sizin babanızım" şeklindeki sözleri ciddi anlamda hanedanın soyunun tükenmesi tehlikesi "deli ibrahim" in bu aktiviteleri vasıtası ile bertaraf edilmiştir.