nazim hikmet in siir uzerine dusunceleri

entry7 galeri
    ?.
  1. Kafiye ve vezin mutlak olarak kullanılmamalı diye birkaide, her mutlak kaide, her mücerret iddia gibi insanı yobazlığa, softalığa götürür. Tıpkı bunun gibi, konuşma dilinin ahengini mutlak, mücerret bir esas olarak kabul etmek de bir yobazlıktır; kafiyeyi, vezni mutlak surette, mücerret bir görüşle inkâr ve umumiyetle konuşma dili ahengi diye bir şey kabul etmek ve bundan başka ahenk ihtimallerini red ve inkâr yenilik değil, kafiyeyi, vezni mutlak olarak kabul ve başka türlü ahengi kabul etmeyenlerinki gibi geriliktir.

    Öyle muhtevalar vardır ki, onlarda kafiye istemez,konuşma dili - bazen şehirlinin, bazen köylünün, bazen münevverin, bazen işçinin, bazen
    külhanbeyinin, bazen ev kadınının vs. konuşma dili - ahengi ve imkânları yeter ve en
    uygun olanıdır.

    Lakin bazı muhtevalar vardır ki, kafiye ister - kafiye de çeşit çeşit olabilir,
    kafiye imkânları da hudutsuzdur - ve bazı muhtevalar vardır ki, konuşma dili yetmez , daha geniş, daha mücerret, belki bundan dolayı daha renksiz bir dil ister. Hasılı bu getirdiğim misalleri istediğin kadar çoğaltabilirsin.

    Yalnız, bir şey yapma, dogmatizme saplanma,gençlikte dogmatizme, değişmeyen, ebedi hakikatlere saplanmak ve bunları kabul etmek ileri bir işmiş gibi gelir insana. Bak ben, yıllardır, hiç kafiyesi olmayan şiirler yazdım, konuşma dillerinin çeşidiyle şiirler yazdım, içinde bol resim olan, yahut hiç resim olmayan şiirler yazdım, kitap diliyle şiirler yazdım, çeşitli kafiye telakkileriyle yazdım, hasılı,muhtevama, o şiirdeki, o muayyen, müşahhas yazıdaki muhtevaya uygun şekli bulmaya çalıştım.

    düzelti:sevgili arkadaşlar eksilemekte haklısınız,ne kadar doğru ve anlaşılır değil mi,öyle cok kelime barındırıyor ve her kelime öyle cok anlam barındırıyor ki..adı nazım olsun yeter...
    1 ...