bugün

çok partili döneme geçiş

aslında yaratılmaya çalışılan amerika'daki cumhuriyetçiler ve demokratlar gibi aynı amaca gitmekte farklı yöntemler kullanan iki kutuplu bir demokrasidir. lakin chp'nin kötü yönetilmesi, özet olarak 'nasıl olsa tek partiyiz, buraların ağası biziz' politikası, 2. dünya savaşı'ndaki saldırmazlık politikasındaki yaşanan kıtlık gibi nedenler halkı da, aydınları da chp'den soğutmuştur. öyleki, dp'nin ilk seçimlerine katılanlara bakıldığında dönemin komünist partisi'nin üyelerinden bazıları, atatürk'le zamanında görüş ayrılıklarına düşen halide edip gibi isimler bile dp'den aday olmuştur. chp de bundan tırsıp baskı politikası izlemiş, dp ve dp'nin seçim tabanını baskı yoluyla sindirmeye çalışmış (bkz: acik oy gizli tasnif/#3320369), muhalefet basınına sansüre varan uygulamalara geçmiş, en sonunda ikinci seçimlerde(1950) güç el değiştirince bu sefer de dp aynı politikayı chp ve chp'nin tabanına yapmaya başlamıştır.

hülasa iki tarafın da 'gücü elimize aldık, güçsüzü s.kme hakkına sahibiz' yani günümüz adıyla çoğunluk baskısı tutumu özgürlükçü demokrasiyi değil, herkesin tuttuğu kendisine demokrasisini getirmiştir ülkeye. 50 yıl sonra hala da çok birşey değişmemiş durumda burdan baktığımda.

ek/düz: kodumun imla'sı.*