bugün

biz

0 kişidir öncesinde, kodları çağlar öncesinden iğne deliği/evren oranında işlenmiş, big bang'ini bekleyen. herhangi bir zamanda, herhangi bir mekanda, rastgele ve kendiliğinden patlamaya hazır, iradeden uzak. bazen bir okulda, boyası çıkmış sınıf kapılarının önünde karşılaşma, bazen sokakta yürürken poşet taşıyan omuzların üzerinden göz teması, internet üzerinden yazılan iki cümle, telefonda duyulan ses, bunu patlatmaya yetebilir.

1 kişidir bazen, ki bu 'biz'in en yakıcı halidir, düşler ülkesinde gezinen bir devin adıdır. o dev o kadar büyük ve yalnızdır ki, kendi yıkar farketmeden sakarlığıyla kurduğu hayalleri. cümleleri düşük olur bu devin, düşleri gibi doğmadan ölür. umut devi ayakta tutar, her geçen gün büyütür ama kalesinde devleşen kaleci kadar yalnızlaştırır da. gözyaşlarıyla beslediği, nerde olduğunu bilmediği topraktaki tohumun ağaç olmasını bekler, hep beklenilen - hiç gelmeyenin tırmanıp yanına çıkıp, hayatında birden belirivermesi için, çok da gereği varken.

2 kişidir çoğu zaman, ve daha da kalabalıklaşmaya gebedir. 'biz'in en güzel, en aşk halidir. kimi zaman üşüyen sevgilinin sırtına örtülen ceketli izlerini yansıtır, kimi zaman ilkokul sınıflarını cıvıl cıvıl süsleyen şarkıdaki 'ali babanın çiftliği' gibi mutlu bir cennete bırakırda geri dönemezsin. dayı ayrı yazman gerekirken üstelik. bir gece de olsa, aynı kapta duran iki diş fırçasının anısı yaşatır insanı, gelecek olan güzel günler için sabırsızlanılır uzak 'biz'ler tarafından. düşle gerçek arasında bir arafta, büyüyü bozmamak için üstüne titreye titreye yaşanılır gidilir o tarifsiz duygunun içinde. zira işimiz yaşamak değil midir zaten? ama hakkını vere vere. işte yukarıda kodlanan sayesindedir.