bugün

kobe bryant

ilkokul 1'de başlamıştım basketbol oynamaya. gevşek bir ailem olduğu için hiç öyle erken yatmalarım falan olmadı benim. hep istediğim saatte yatardım. ertesi gün okul olsun olmasın. nba'in kanal d'de yayınlandığı zamanlardı ve yayınlandıkça izlerdim. hele cuma akşamları hiç kaçırmazdım beyaz show'dan sonra yayınlanırdı. chicago'da bi amca vardı sırtında Jordan yazıyordu ama Majesteleri diye okunuyordu. Türkçe'nin yazıldığı gibi okunmadığını o zaman öğrenmiştim. bu amca o yaştaki velede basketbol sevgisi kazandırmıştı. sürekli kazanıyordu ve insanlar ona saygı duyuyordu. Majestelerinin chicago kariyerinin son senesi benim basketbol kariyerimin ilk senesiydi çocukça hayallerim vardı onun bıraktığı yerden ben devam edecem diye.

Ama o amca yerini liseden yeni çıkmış bir abiye bırakmış da haberim yokmuş. Majesteleri gittikten sonra ikiz kuleler çıkmıştı piyasaya ama pek ısınamamıştım onlara. Duncan ve Robinson hep fırsatçı olarak kaldı aklımda. daha sonradan saygı edindim ama o zamanlar için çocuk aklımla kötü adamlardı onlar. 1 sene sonra şişko abiyle beraber çarptı gözüme lise mezunu abi. üst üste şampiyon oldular. çocuktum işte yeni idol buldum kendime hemen sattım chicago'yu lakers fanı oldum birden bire. lakers forması almalar, 34 numara giymek isterken 32 almıştım yanlışlıkla. daha sonra öğrendim ki o da başka bir efsaneymiş sihirbazmış. başka konu o.

Lise mezunu abi değişik şeyler yapıyodu. 2004'te yanına nba live 98 oynarken adını paytak diye okuduğum payton'la majestelerine kafa tutmaya çalışan bu yüzden hiç sevmediğim postacıyı alıp çıktı karşıma baya baya toplama takımdı ama benim gözüm yeni idolümdeydi. bir tek o ayakta kalmaya çalışıyordu. sezon sonunda detroit üstümüzden geçince Pavel Nedved'in dediği gibi takımdan yıldızlar gitti adamlar kaldı.

o adam Kobe'ydi.

81 attığı maçı canlı izledim. o sıralar artık basketbol oynayamıyordum. Jordan bana bırakmıştı kariyerini aslında ama bu da fena değildi be.

dün geceki maçını izleyemedim abi. kusura bakma. yoklamaya takılan hocanın dersi vardı 8 buçkta. ama ben senin yanındaydım. yatarken giydiğim Lakers t-shirt'üm ve şortumla.

Majestelerine layık veliaht olduğun ve oyuna kattığın her şey için teşekkür ederim. Bundan 45 yıl sonra dinazor Bill Russel gibi All-Star'larda seni saha içinde görmek dileğiyle.