keşke yazılabilseydi, anlatılabilinseydi. hepsini geç yaşanabilseydi.
aklından geçenleri diline, dilinden ona dökemezsin. dökülmez. keşke dökülebilen bir şey olsaydı. insanlar sağır, sevmeye. kulaklar tıkalı, kalp sağır. insan biraz sığır. istediğin kadar bağır çağır. boğaz yutkunup kalır.
kaç tane seni seviyorum takılı kaldı o boğazda. artık geçiş izni yok yeni aşklara. boğacaklar seni kendinde. sen yine kendine can simidi, yine kendine kıyı olmaya çalışacaksın, her zamanki gibi beceremeyeceksin. boğulduğunla kalacaksın. kalınır.
tek başına, bir başına, hiç başına. en fenası hiç kalmak ya bizken. artık ben bile olamazsın. seni çoktan götürmüştür giderken biz yaptığın diğer sen.
yarım, eksik ve eski.
anılarda, rehberde, mekanlarda.
bırakır.
uğramak istemediğin neresi varsa oraya bırakır seni. ne kadar kaçmaya çabalarsan çabala. tutar gözlerinden;
''bak buradaydınız' der. sense tutamazsın her zamanki gibi ne gözlerini ne de yaşlarını.
vurur.
tokat gibi yüzüne, kalp gibi göğsüne.
sevmek herkesin tek başına becerebildiği bir iştir. işin içine o girince değişiyor. bir yerde mutlaka birisi hatalar yapmaya başlıyor. hatalardan bir zincir boynunda ne atabiliyorsun ne de çıkarabiliyorsun.