bugün
- arda güler10
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması16
- icardi190511
- jose mourinho52
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür17
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- nihavend longa20
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı24
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı13
- şu an ihtiyacım olan şey8
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz18
- uzun entry giren erkek12
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün16
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- amında oyalanmak istiyorum12
- anın görüntüsü10
- kizil kara17
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- albay kemal16
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- aşkım kapışmak8
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu16
- ismail kartal9
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
celal bayar, fuat köprülü, adnan menderes ve refik koraltan tarafından 1945 haziran'ında meclis grubuna sunulan önergeye verilen ad. önergenin cumhuriyet halk partisi grubunda reddedilmesi, demokrat partinin kurulmasıyla doğrudan ilişkilendirilir.
metnin tamamı şu şekildedir:
daha ilk kuruluşundan beri türkiye cumhuriyeti’nin ve cumhuriyet halk partisi'nin en esaslı umdesnii teşkil eden demokrasi prensiplerine inanmış ve türk milleti'nin ancak bu prensiplerin tamamıyla tatbiki sayesinde refah ve saadete kavuşacağı kanaatine bağlanmış olan vatandaşların bütün memlekete ve bilhassa partimiz mensupları arasında en büyük ekseriyeti teşkil ettikleri şüphesizdir. işte bu kanaatledir ki; milletçe özlenen bu amacın gerçekleşmesi için lüzumlu gördüğümüz tedbirleri partimizin meclis grubuna arz ve teklif etmeyi borç bildik.
atatürk’ün ölmez dehasına bağlı olan mukaddes kurtuluş savaşımızdan doğan türkiye cumhuriyeti, ilk teşkilatı esasiye kanunu ile dünyanın belki en demokratik anayasa'sını meydana getirmiş ve bu sayede gerek ferdi hürriyetleri ve gerek milli murakabeyi en geniş surette sağlamak imkanlarını vermişti.
memleketi, ortaçağdan kalma birtakım zararlı müesseselerden koruyabilmek ve irticaı kırmak maksadıyla 1925'ten sonraki yıllarda siyasi hürriyetlerin bazı takyitlere uğratıldığını biliyoruz. lakin türkiye cumhuriyeti devleti, teşkilatı esasiye kanunu'nun demokratik ruhuna daima sadık kalmış ve cumhuriyetin korucusu büyük atatürk bunu tamamıyla demokratik bir şekle ulaştırmak idealinden ölünceye kadar ayrılmamıştı. burada izahına lüzum görmediğimiz türlü sebeplerden dolayı, muvaffakiyetsizlikle neticelen serbest fırka tecrübesi bu maksatla yapılmış bir hareketti. bu talihsiz tecrübenin uyandırdığı büyük tepkileri neticesine de siyasi hürriyetlerin yeni birtakım tahditlere uğratıldığı inkar edilemez. bununla birlikte cumhuriyet idaresi'nin her şeye rağmen demokratik tekamül yolunda ilerlemek istediğini gösteren teşebbüsler de vardır. büyük millet meclisi seçimlerinde müstakil mebuslara gittikçe daha artacak nispette yer ayrılması tecrübesini buna bir delil olarak zikredebiliriz.
ikinci dünya savaşı'nın belirmeye başlaması ve harp tehlikesinin memleketimizi daima bir tehdit altında bulundurması, pek tabii olarak, siyasi hürriyetleri bir kat daha tahdide sebep olmuş ve bu suretle teşkilatı esasiye kanunu'nun demokratik ruhundan biraz daha uzaklaştırılmıştır. gerçi, cumhuriyet halk partisi'nin içinde ayrıca bir "müstakil grup" teşkili, milli murakebe işinin daha esaslı bir şekilde sağlanması ve tek parti usulünden doğan zararların karşılanması yolunda bir tecrübe olmakla beraber, kuruluşundaki gayri tabilik dolayısıyla bundan da müspet bir netice alınamadığını görüyoruz.
bütün dünyada hürriyet ve demokrasi cereyanlarının tam muvaffakiyet kazandığı, demokratik hürriyetlere tam riayet prensibinin milletlerarası teminata bağlanmak üzere bulunduğu şu günlerde, memleketimizde de -cumhurbaşkanından en küçüğüne kadar- bütün milletin aynı demokratik ülküleri taşıdığından şüphe edilemez.
uzun asırlardan beri müstakil bir devlet olarak yaşayan türkiye'de, hatta okuyup yazma bilmeyen vatandaşların bile siyasi hürriyetlerini şuurla kullanacak bir seviyede bulundukları inkar edilemez bir hakikattir. okuyup yazma bilmeyen köylüler arasında bile dünyanın en değerli idare ve siyaset adamlarını yetiştirmiş bulunan milletimizin, bilhassa cumhuriyet idaresi kuruluşundan beri yapılan büyük hamleler neticesinde, bundan yirmi yıl evveline nispetle, çok yüksek seviyeye erişmiş bulunduğu, övünülecek bir gerçektir.
işte bir taraftan, iç hayatımızdaki bu mesut tekamülün yarattığı siyasi olgunluk, diğer taraftan, bugünkü medeniyet dünyasının umumi şartları, daha ilk teşkilatı esasiye kanunumuzda hakim olan demokratik ruhu, bugünkü siyasi hayat ve teşkilatımızda kuvvetle tecelli ettirmek zamanı geldiği kanaatine bizi sevk etmiş bulunuyor. bunun, bir an önce gerçekleşmesi yönündeki düşüncelerinizi şöyle hülasa edebiliriz:
teklifler
1) milli hakimiyetin en tabii neticesi ve aynı zamanda dayanağı olan meclis murakebesini, anayasamızın yalnız şekline değil, ruhuna da tamamıyla uygun olarak tecellisini sağlayacak tedbirlerin aranması.
2) yurttaşların siyasi hak ve hürriyetlerini, daha ilk teşkilatı esasiye kanunumuz'un gerektirdiği şekilde kullanabilmeleri imkanları sağlanması...
3) bütün parti çalışmalarının, yukarıdaki esaslara tamamıyla uygun bir şekilde yeniden tanzimi...
muhterem milletvekilleri, arkadaşlarımızın yüksek tasviplerine sunduğumuz bu teklifimizle, daha ilk kuruluşundan beri, milli hakimiyet gayesine erişmeyi, onu geliştirmeyi hedef tutan cumhuriyet halk partisinin ve bütün türk milletinin yüksek arzularına tercüman olduğumuza, atatürk'ün idealine sadık kalmanıza inanmış bulunuyoruz.
cumhurbaşkanımızın 19 mayıs 1945 tarihli nutuklarında: "siyaset ve fikir hayatımızda demokrasi prensiplerinin daha geniş bir ölçüde hüküm süreceği" hakkındaki inancımızı büsbütün kuvvetlendirmiştir.
milletimizin bütün kudret ve iradesini temsil eden büyük millet meclisi parti grubu arkadaşlarımızın, türkiye cumhuriyeti' ne ve türk milleti' ne dünya demokrasileri arasında şerefli bir mevki sağlayacak olan bu teklifi, kendi öz düşüncelerinin bir ifadesi gibi telakki edeceklerinden asla şüphe etmediğimizi bir defa daha tekrar eder ve takririmizin açık oturumda müzakeresini saygılarımızla rica ederiz.
metnin tamamı şu şekildedir:
daha ilk kuruluşundan beri türkiye cumhuriyeti’nin ve cumhuriyet halk partisi'nin en esaslı umdesnii teşkil eden demokrasi prensiplerine inanmış ve türk milleti'nin ancak bu prensiplerin tamamıyla tatbiki sayesinde refah ve saadete kavuşacağı kanaatine bağlanmış olan vatandaşların bütün memlekete ve bilhassa partimiz mensupları arasında en büyük ekseriyeti teşkil ettikleri şüphesizdir. işte bu kanaatledir ki; milletçe özlenen bu amacın gerçekleşmesi için lüzumlu gördüğümüz tedbirleri partimizin meclis grubuna arz ve teklif etmeyi borç bildik.
atatürk’ün ölmez dehasına bağlı olan mukaddes kurtuluş savaşımızdan doğan türkiye cumhuriyeti, ilk teşkilatı esasiye kanunu ile dünyanın belki en demokratik anayasa'sını meydana getirmiş ve bu sayede gerek ferdi hürriyetleri ve gerek milli murakabeyi en geniş surette sağlamak imkanlarını vermişti.
memleketi, ortaçağdan kalma birtakım zararlı müesseselerden koruyabilmek ve irticaı kırmak maksadıyla 1925'ten sonraki yıllarda siyasi hürriyetlerin bazı takyitlere uğratıldığını biliyoruz. lakin türkiye cumhuriyeti devleti, teşkilatı esasiye kanunu'nun demokratik ruhuna daima sadık kalmış ve cumhuriyetin korucusu büyük atatürk bunu tamamıyla demokratik bir şekle ulaştırmak idealinden ölünceye kadar ayrılmamıştı. burada izahına lüzum görmediğimiz türlü sebeplerden dolayı, muvaffakiyetsizlikle neticelen serbest fırka tecrübesi bu maksatla yapılmış bir hareketti. bu talihsiz tecrübenin uyandırdığı büyük tepkileri neticesine de siyasi hürriyetlerin yeni birtakım tahditlere uğratıldığı inkar edilemez. bununla birlikte cumhuriyet idaresi'nin her şeye rağmen demokratik tekamül yolunda ilerlemek istediğini gösteren teşebbüsler de vardır. büyük millet meclisi seçimlerinde müstakil mebuslara gittikçe daha artacak nispette yer ayrılması tecrübesini buna bir delil olarak zikredebiliriz.
ikinci dünya savaşı'nın belirmeye başlaması ve harp tehlikesinin memleketimizi daima bir tehdit altında bulundurması, pek tabii olarak, siyasi hürriyetleri bir kat daha tahdide sebep olmuş ve bu suretle teşkilatı esasiye kanunu'nun demokratik ruhundan biraz daha uzaklaştırılmıştır. gerçi, cumhuriyet halk partisi'nin içinde ayrıca bir "müstakil grup" teşkili, milli murakebe işinin daha esaslı bir şekilde sağlanması ve tek parti usulünden doğan zararların karşılanması yolunda bir tecrübe olmakla beraber, kuruluşundaki gayri tabilik dolayısıyla bundan da müspet bir netice alınamadığını görüyoruz.
bütün dünyada hürriyet ve demokrasi cereyanlarının tam muvaffakiyet kazandığı, demokratik hürriyetlere tam riayet prensibinin milletlerarası teminata bağlanmak üzere bulunduğu şu günlerde, memleketimizde de -cumhurbaşkanından en küçüğüne kadar- bütün milletin aynı demokratik ülküleri taşıdığından şüphe edilemez.
uzun asırlardan beri müstakil bir devlet olarak yaşayan türkiye'de, hatta okuyup yazma bilmeyen vatandaşların bile siyasi hürriyetlerini şuurla kullanacak bir seviyede bulundukları inkar edilemez bir hakikattir. okuyup yazma bilmeyen köylüler arasında bile dünyanın en değerli idare ve siyaset adamlarını yetiştirmiş bulunan milletimizin, bilhassa cumhuriyet idaresi kuruluşundan beri yapılan büyük hamleler neticesinde, bundan yirmi yıl evveline nispetle, çok yüksek seviyeye erişmiş bulunduğu, övünülecek bir gerçektir.
işte bir taraftan, iç hayatımızdaki bu mesut tekamülün yarattığı siyasi olgunluk, diğer taraftan, bugünkü medeniyet dünyasının umumi şartları, daha ilk teşkilatı esasiye kanunumuzda hakim olan demokratik ruhu, bugünkü siyasi hayat ve teşkilatımızda kuvvetle tecelli ettirmek zamanı geldiği kanaatine bizi sevk etmiş bulunuyor. bunun, bir an önce gerçekleşmesi yönündeki düşüncelerinizi şöyle hülasa edebiliriz:
teklifler
1) milli hakimiyetin en tabii neticesi ve aynı zamanda dayanağı olan meclis murakebesini, anayasamızın yalnız şekline değil, ruhuna da tamamıyla uygun olarak tecellisini sağlayacak tedbirlerin aranması.
2) yurttaşların siyasi hak ve hürriyetlerini, daha ilk teşkilatı esasiye kanunumuz'un gerektirdiği şekilde kullanabilmeleri imkanları sağlanması...
3) bütün parti çalışmalarının, yukarıdaki esaslara tamamıyla uygun bir şekilde yeniden tanzimi...
muhterem milletvekilleri, arkadaşlarımızın yüksek tasviplerine sunduğumuz bu teklifimizle, daha ilk kuruluşundan beri, milli hakimiyet gayesine erişmeyi, onu geliştirmeyi hedef tutan cumhuriyet halk partisinin ve bütün türk milletinin yüksek arzularına tercüman olduğumuza, atatürk'ün idealine sadık kalmanıza inanmış bulunuyoruz.
cumhurbaşkanımızın 19 mayıs 1945 tarihli nutuklarında: "siyaset ve fikir hayatımızda demokrasi prensiplerinin daha geniş bir ölçüde hüküm süreceği" hakkındaki inancımızı büsbütün kuvvetlendirmiştir.
milletimizin bütün kudret ve iradesini temsil eden büyük millet meclisi parti grubu arkadaşlarımızın, türkiye cumhuriyeti' ne ve türk milleti' ne dünya demokrasileri arasında şerefli bir mevki sağlayacak olan bu teklifi, kendi öz düşüncelerinin bir ifadesi gibi telakki edeceklerinden asla şüphe etmediğimizi bir defa daha tekrar eder ve takririmizin açık oturumda müzakeresini saygılarımızla rica ederiz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar