sadece yazılan bir yazıdan insanın jest ve mimikleri anlaşılamaz. celal hocayı takip edenler bilir ki dalga geçer bir üslupla ironi yapar sürekli. he bu bahsi geçen muhabbet ironi midir, değil midir görmediğim için bir şey diyemem sizin de dememeniz gerektiği gibi. kaldı ki hemen ardından söylemek istediği konuya geçip, bu zırva muhabbet diyor. yani ironi yapıyor olması muhtemel. velhasıl kitap kapağı okuyan, gazete başlığı okuyan ve bunlarla yargılayan bir millet olduğumuz için bu kadar fazla eleştiriyi normal buluyorum. bu taktığınız sözlerin hemen devamındaki sözleri de okudunuz mu acaba, düşündünüz mü burada hakaret etmeden önce merak ediyorum.
--spoiler--
Şimdi bak, bu zırva sohbetin amacı aslında şuraya gelmek: Bir ihtilalde işler her zaman kontrolden çıkar, ne yazık ki. Esas olan ihtilale sebep olacak şeyleri yapmamaktır. Ben 12 Eylül döneminde yapılan pek çok şeyi rahmetli Tahsin Şahinkaya generalimle konuştum. Kendisi dedi ki "Söylenen işlerin çoğunu biz bilmiyorduk bile." Tutuklamaları kim yaptı? Valiler yaptı, yani siviller. Gerçi askerlere tutuklattılar ama listeler valilerin elinde. Sivil yönetimin elinde. Ondan sonra kimin eline geçti bu yerler? Polisler bu adamlara işkence ettiler, bilmem ne yaptılar falan filan. Ha asker de vardır aralarında, eminim. Ama senin milletin, kızı bir çocukla konuşuyor diye kızını öldüren bir millet yahu. içimizde var bu kötülük yapmak, işkence yapmak. ilkel bir milletiz. iş zıvanadan çıktığı zaman kontrol da edemezsin bazı şeyleri. Bu, Kenan Evren "işkence edin" emri verdi demek değildir.
Fakat kötü şartlarda kaçınılmaz olarak olacak olan şeylerden biridir bu. E o kötü şartları Kenan Evren mi yarattı? Hayır, hükümetler yarattı.
--spoiler--