bugün

bugün bir kez daha sevmeyi öğrendim

kimi zaman kuşluk vaktinde aynaya baktığında çoğu kez bir şeyler görmek istemişimdir. ancak genellikle karşıma bir iki göz torbası kalmıştır elde. alabildiğince uykuya muhtaç bir o kadar da uykular ona haram. işte böyle vakitte düşüncelerle kenetlenip bir vücut olmuşken insan; yüreğine saplanır..

saplanan bir o kadar güzel ve bir o kadar derinden etkileyen ve duyguların her ne kadar aya düşsede en asil olanı, en doyulmazıdır. sevdadır, sevgidir. üzerine ne yiğitler dünyalarından olmuş ne hatunlar sırma saçlarıyla yalnızlığa hapsolmuşlardır. tüm bunları düşününce ürkmemek her ne kadar elde olmasada, ya bismillah.

bazen bir bakış başlangıcı olur, bazen sıcak bir tebessüm. heyecanı farklıdır genel tabiriyle cicim aylarıdır, bir sevdanın olmazsa olmazı. her şey o kadar güzeldir, iki tarafta yenilikten olsa gerek birbirine saygı sevgi ve önemlisi heyecanlarını koruyarak yaklaşır. yeri gelir göz kaçırmalar bile hoşnutluk verir bünyede. ama ansızın ve tadına doyamadan geçer zaman. alışkanlık ile sevgi arasındaki ince çizgiyi iyi çizilmemiş olmasından kaynaklansa gerek yahut, insan vucudunun tüm biyolojik zorluklara 40 günde alışabilmesi gerçeğiyle düz mantıkla hareket ederek vardığım beyninde alışma probleminde olsa çabuk biter. yerini kavgalara, heyecansız süprizlere, on dakika sonra atılacak mesajı tahmin etmelere kadar götürür. işbu sebeple ilişkinin tüm renkleri yavaş yavaş siyahlaşmaya bir o kadar da sıradanlaşmaya başlar. işte burada başlar yeniden sevmeyi sevebilmeyi öğrenmek. burada aslolan karşı taraftaki kişideki ortak noktaları gün yüzüne çıkartmak ve biraz daha kendinden bir şeyler bulabilmektedir. kimsenin inkar etmesine gerek olmayan kişisel egolar vardır her insanın hayatında ve mutlak suretle dürtülmesi gerekir. her ne kadar benim egolarım yok derse kişi o kadar çamura batmış ve bir o kadar da kendini kandırır olmuştur. egoyla bunun ne alakası var diyecek olursanız, ortak nokta bulma aşamasında kendi tarafında ağır basan duyguları buldukça, karşı tarafın ellerinde yetiştiğini görecek ve "ona yaşamayı dahi ben öğrettim" şeklindeki mecazi kavramlarla tatmin olacak ve bunun getirdiği daha çok bağlanma ile şevk ile dolacaksınız.

aslında lafı fazlada dallandırıp budaklandırmaya gerek yoktur. ufak çaplı gerek fiziksel gerek fikirsel değişimler reksizleşen ilişkiyi canlandırıp her geçen gün aynı kişiye tekrar aşık olma gibi bir muhteşem duyguyu sizlere hediye edeceklerdir. ha ben fiziksel değişimden ziyade fikirsel gelişime daha çok önem veriyorum dersem bunu diyen herkes gibi yalan söylemiş olur muyum ? sonuna kadar... ortasını bulup, kıvamını tutturmalısınız.

zorunlu tanım; ilişkisinin boyutu alışkanlık düzeyine gelmiş kimsenin sevdiğine tekrar aşık olması ve bu durumu keşfedip gün içinde yeniden filizlenen sevgi damlacıklarını ilan etmesidir.