savcı mehmet kiraz ın ölümünün sorumlusu

entry107 galeri
    47.
  1. Ülke öyle bir duruma geldi ki ben şu anda savcımızı % 100 teröristler öldürmüştür diyemiyorum. Belki çıkan çatışmada istemeden de olsa polis kurşunuyla vuruldu. Bu adamların oraya onu öldürmek için girdiklerine inanmıyorum. Neden polisle pazarlığa girsinler ki, neden talepler sıralasınlar? Adamı vurabilirler, aynı girdikleri rahatlıkla çıkabilirlerdi. Sonrasında da olay yerinde dökümanları bırakır, medya aracılığıyla propagandasını yaparlardı. Ama şimdi savcımızın naaşına otopsi yapsalar ne olacak? Teröristlerin silahlarından çıkan kurşunlarla öldü deseler % 100 inabilecek miyiz? işte başlığın cevabı da bu?

    Bu durumun sorumlusu adalete olan inancımızı gün be gün yıkanlardır. Başta polisin ve adli organların insanları suçlamak üzere delil ürettiği bir ülkede adalete nasıl güvenebiliriz ki? Bu olay ilk gerçekleştiği anlarda tüm sosyal medya platformlarında iktidarın yeni bir "mağdur" yaratma operasyonu algısı vardı. Hatta bu ölümlere kadar da oynanan bir oyun olarak görülmeye devam etti. işte halimiz bu.

    Günümüz Türkiye'sinde bunun eninde sonunda olacağı belliydi. Bir gün gelecek birileri kendi adaletlerini kendileri arayacaklardı. Ama bunu bir terör örgütünün yapmasını beklemiyordum açıkçası. Abdullah Öcalan ülkemizde 30 bin şehidimizin sorumlusu olan terör örgütünün lideri. Bir gün "teröristbaşı" derlerken bir gün geldi ve anında "imralı" oluverdi. Başbakan yardımcıları onun "itibarı" için endişe duyarlarken devletin has adamları onun örgütü ile pazarlık masasına oturdular. 30 bin insanımızın ölümünden sorumlu bu adamın rahatı için Plazma TV, volta atabileceği mekan, düzenli avukat görüşmeleri, psikolojisi bozulmasın diye kodes arkadaşları tahsis edildi. Sadece askerlerimizi değil, öğretmenlerimizi, mühendislerimizi, işçilerimizi de katletmişlerdi. Koydukları bombalarla sivil insanlarımızı da canlarından etmişlerdi. işte devlet böyle bir insan önlerinde dururken gitti 14 yaşındaki bir çocuktan terörist yarattı.

    14 yaşındaki bir çocuğun her tarafı terörist olsa ne olur? Yine de her ne olursa olsun ölümünden sorumlu olduğunuz bir çocuğun annesini meydanlarda yuhalatmak bizim millet olarak vicdanımızın alışık olmadığı davranışlar değil mi? Çanakkale savaşı'nda Anzaklarla düşman olmamıza rağmen birbirimize sigara, yiyecek v.b. maddelerin alışverişini yapacak kadar insandık biz. Ne ara kendi çocuğumuzdan terörist yaratacak psikolojiye sokulduk.

    Sonuçta birilerinin bu durumu kullanacağı belliydi. Gezi olaylarında da aynısı olmadı mı? 2-3 gün süren gerçek protestoların ardından protesto mekanlarını illegal örgütler kullanmaya başladı. Gerçek göstericiler de aralarında fazla kalmadı. işte şimdi ortada Berkin Elvan gibi dumanı hala tüten bir olay varken birilerinin bunu kullanacağı belliydi.Ama bizim yetkililerimiz göremiyor, analiz edemiyorlar durumu.

    Elbette bir başka durum da bu adamların adalet sarayına böyle rahat rahat girmeleri. Ellerinde sloganlarını yazdıkları bezler, ceplerinde silahlar. Elektriklerin kesilmesi ve bir avukat cüphesi tüm güvenlik önlemlerini yıkmaya yetiyormuş demek ki. Ama inanıyorum ki elektrikler kesilmiş olmasa da bu insanlar oraya girerlerdi. Çünkü biz o avukat cüphesinin yarattığı imajdan kurtulamazdık. Dış görünüşe çok önem veren bir milletiz çünkü. Onlar da bu algıyı kullanmışlar. Tabi böylesi bir durumda güvenlik görevlilerin durumu içler acısı. Özgecan olayında katilin ve işbirlikçilerinin nasıl yakalandığı hatırlayın. Bir jandarma askerinin dikkati sayesinde. Oysa burada yaptıkları işin uzun süre eğitimini almış olanların vurdum duymazlıklarını görüyoruz. "Nasıl olsa bir şey olmaz" duygusu sinmiş içimize. Ama oluyor işte!

    Benim kanım bu olayın ve belki bundan sonra olacakların tek ve net bir sorumlusunun olmadığı. Ama ağırlığın kimde olduğu belli.
    0 ...