tarhan erdemin anketindeki yüzde 70'e yakın oranın dini inanış derken yüzde 15'in siyasi eğilim demesini kendilerine baz alan matematik özürlüler varken bu ülkede, sağlıklı bir şekilde anlaşılamayacağı belli olan farklardır. ayrıca birileri hala sorunun soruluş biçimine dikkat etmiyor, gelip soruyu soran zaten sizin kafanızdaki şeyin türban olduğuna kendisi karar vermiş ve size saçmasapan bir soru soruyor. şıklarda "benim için ikisi de aynı" yı göremiyoruz zaten, anket de amaç veya araç olma arasındaki seçimini yapmış görünüyor böylelikle. zaten başörtüsü ile türban arasındaki fark da herkesçe farklı anlaşılıyor. bildiğimiz yasakçılar bunu direkt siyasi simge üzerinden yapıyor, sosyologlar köylülük-kentlilik arasındaki farkı vurguluyor (tabi bu köylülerdeki başörtüsü ile şehirdeki kadının baş örtme stili arasındaki fark sadece), daha bir işin içinden olanlarsa takvayı gösteriyor (hani baş örtüp altta pantalon/ceket olması ile baş örtüp alta da pardesü giymek).
işin aslına gelirsek bu türban/başörtme sorunu ilk çıktığında üniversiteye alınmayan kızların hemen hemen hepsi baş örter altına da pardösü giyerdi. baş örtüp altına ceket/pantalon giyme gibi modernleşme son 10 yılda meydana çıkmıştır, işin içinden olmadan, ciddi gözlemlerde bulunmamış kişilerce atıp tutulan yorumlara, manipülatif anketlere bel bağlamak yanlıştır. şu an türban-başörtüsü-tesettürde sapla saman iyice birbirine karışmıştır ama bu karışıklık en başta müslümanlar içindeki farklı akımlara dayanıyor. aslına bakarsanız herşey en başta "takva" da ayrımlaşmış durumda, başörtüsü için kariyer/üniversite vs herşeyi feda edebilen birisi ile başını açıp okuyan birinin takvası arasında fark olabilir, tabi bunu allah bilecektir ancak feda edilen şeylere bakıldığında kimde daha sağlam bir takva olduğu konusu biraz gün yüzüne çıkıyor.
ama kimse kimseyi suçlamıyor zaten takvalısın takvasızsın dinlisin dinsizsin diye, olay birbirinin yaşam alanına müdahale etmeye çalışanlarda bitiyor. belki ipler dindarların eline geçse yasakçıklar dindarlar olacak birgün gelince, ama varsayımlar üzerine yorum yapmak türkün kaderi olmamalı, günümüzün gerçeği: ezenler laikçiler, ezilenler başı örtülü olanlar. bu kadar açık ve seçiktir.