bir veba gibi hayatı istila eden.insanları en sarsıcı biçimde anlatan yazar ama insan... veba romanında şunları yazar camus;
"Kendilerini hür sanıyorlardı, oysa felaketler var oldukça kimse hür değildir."
nedir bu sanrı? hür olmak mı? başkalarının tanımlarıyla veya birilerinin başlattıkları ve bitirdikleriyle nasıl hür olabiliriz? bu bizim gerçeğimizdir.
peki nedir gerçek? camus şöyle yanıtlar;
"insanlar yalnız felaketi yaşarken gerçeğe kendilerini kaptırırlar; yani susarlar."
gerçek bizim büyük çaresizliğimizdir. o felaketler - ki o felaketleri beklemeye gerek de yoktur. bizatihi insanın kendisi gerçekliğin yarattığı yıkımdır.
yani tüm siyasetin haykırdığı o hür olma sözleri, özünde asıl felaketin yani insan denilen varlığın yarın denilen belirsizlikle takasıdır. faustvari bir sözleşmedir bu.
son söz Camus'nün olsun:
"insanlar, erdem veya kusur denilen şeylerin ne demek olduğunu hiçbir suretle bilmiyorlardı, oysa en ıslah edilmez kusur, her şeyi bildiğini sanmaktan doğan ve insanları öldürmek için kendinde hak gören bir bilgisizlikten gelenidir. Katilin ruhu kördür, yeteri kadar basirete sahip olmadan ne gerçek bir iyilik, ne de güzel bir aşk mümkündür."