"delilik biliyorum senle olmak delilik
takılıp kaldım karşı koymam imkansız
yaşanan yıllarım senden çok daha fazla
hüzünlerim alır gider sevinçlerimi"
böyledir dostum , böyledir ... bir cümle gelir ve göğsünde
patlar ! hüznün iri gagalı siyah kuşları bir matem yerine
cevirir bedenini.
böyleydi dostum , böyleydi ... keder denilen şey bir kadın
silüetindeydi ! geldi ve geçmedi , ayrılık değil delilikti !
"içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
sende daha yeni yeni kavak yelleri"
yenildim dostum , kelimelerimi kaybettim ! arkamı döndüğümde
yırtılmış fotoğraflar görüyorum , hiçbir zaman gönderilmemiş ,
gönderilmeyecek mektuplar... ey içimde öfkeyle büyüyen rüzgar
gel ve geç artık !!!
"doğrusu yanlışı ağrısı sancısı ne varsa yaşanacak
gözyaşı ayrılık pişmanlık dargınlık hepsi benim olacak"
ve tam burada müzik (hayat) hızlanır. bir rüzgar essede kırılsam
diye beklersin , güneş sana inat doğar sanki , gece örtmez üstünü,
günahlarını silmez. mevsimlerin anlamı yoktur. kuşlar ümitlerinide
alıp gitmiştir. sevebileceğin tek bir kadın kalmıştır oda ''keder'' !
çünkü bu hüzünlü bir şarkıdır artık.
"al beni sarıl bana beni koru kollarında korkuyorum"
işte burada parçalanırsın ! kaybetmiş bir savaşcının ağır yaralı
hüznüdür bu... korkma diyemezsin ! korkma diyemezsin ! korkma diyemezsin !
"içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
sende daha yeni yeni kavak yelleri"
dostum çünkü gitmek fiili sevgiliye yakıştırılınca mevsim sonbahara
döner ve sana kalan dalından kopan bir yaprağın kaderidir. bilirsin
rüzgar hep kederden yana ve hep ayrıyönlere eser...
"kaçmayı çok denedim ansızın bu sevgiden
kaç kere yenik düştüm istemeyin bunu benden
sarhoş tutkularım koynumda ben bir deli
iş işten geçti artık dönemem geri"
dostum bu cinnet olmalı ! bana "mona rozayı" oku ! ak güller ,
kırmızı güller , canımı yakan güller , siyah güller...
bu cinnet olmalı dostum ! inan kendimden korkuyorum , bana
"mona rozayı" oku ! korkuyorum dostum kırmızı güller ,
ak güller ... korkuyorum ...
"içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
sende daha yeni yeni kavak yelleri"
dostum bu hüzün leipzig garından geçer mi ?
"doğrusu yanlışı ağrısı sancısı ne varsa yaşanacak
gözyaşı ayrılık pişmanlık dargınlık hepsi benim olacak"
"karanlığımızı avuçlarımıza öksürerek
sen bir kadın ıssızlığına koşulmuş
yarıdan fazla mavi gözlü
eylülden eylüle gülümseyen
ben görünmez raylara düğümlü
garlarda yankılanan bir erkek
değerinden eksiğine bozulmuş."
"al beni sarıl bana beni koru kollarında korkuyorum"