kemalizm

entry1538 galeri
    892.
  1. hayatında abd'yi görmemiş, hadi imkanı olup görememiştir, ama izlediği abd filmlerindeki görüntüleri bile algılayamamış kişilerin milliyetçilik ilkesi üzerinden eleştirdiği ideolojidir.

    bir kere şunu anlayalım: milliyetçiliğin öldüğünü iddia etmek, emperyalizmin oyununa gelmektir. bir bakın abd'de milliyetçilik var mı yok mu, ölü mü diri mi? yahu önünde bayrak asılı olmayan ev görmek bile güçtür abd'de... 72 etnik unsur bir arada yaşar, sorsan hepsi "amerikalıyım" der... ancak "asıl memleket nire dayı?" muhabbetine girersen italyan mıdır, irlandalı mıdır anlatmaya başlar... aynen abaza, çerkez vd.. etnik kökenli yurttaşlarımız gibi... aile içi yaşantılarında etnik kökenlerinin, öz kültürlerinin etkisi bir yere kadar hissedilir ama asıl belirleyici olan "amerikan yaşam biçimidir"... hiçbiri "anadilimde eğitim istiyorum" filan demez, diyemez...

    günümüz dünyasında milliyetçiliğin tasfiyesinin felaketle sonuçlandığını görmek için daha ne yaşanması gerekiyor? işte çürümüş de olsa milliyetçi diktatörlükler arap ülkelerini iyi kötü yönetebiliyor, dağılmasına engel oluyordu. ortadan kaldırıldılar da ne oldu? mezhepçilik ve aşiretçilik ve etnik ayrımcılık davasına şunca insan birbirinin kanını akıtmakla meşgul... gerçek bu kadar açıkken, entellektüel görünme adına milliyetçiliğe muhalefet etmek nasıl bir entellektüelliktir? bırakalım tarihi, siyaseti, sosyolojiyi... burnunun ucunda yaşananların anlamını çözmekten aciz kişiden entellektüel olur mu?

    neymiş? "türk üstündür" denmiş!... bak şu faşistliğe!...

    yok ya? öyle miymiş? yahu bu sözlerin ne zaman, hangi şartlar altında, hangi amaçla söylendiği ortada... ırkçılığın doruk yaptığı, türklerin ikinci sınıf insan olarak tanımlandığı bir dünyada, bizzat kendi devleti tarafından "etrak-ı bi idrak" diye nitelenen insanlara milli bilinç, milli gurur vermek için söylenmiş sözlerdir... ne ırkçılığıymış? "ne mutlu türküm diyene" sözünün neresi ırkçılık? aynen laiklik gibi, türk milliyetçiliğinin de ülkenin temel taşı kılınmasındaki amaç "batı mukallitliği" filan değildi... tarihi olaylardan alınan acı derslerin bir sonucuydu... şu günlerde bile hala anlamamakta ısrar edenler ya kalın kafalıdır, ya da süzme cahil... ne yapacaklardı? her bir etnik unsurun toprak talep etmesi için ortam mı hazırlasalardı, yanıt verin ey çok bilmişler?

    başka? "efendim halka sorulmuş mu?"... tabi ya!... yobazların yüzyıllardır anasını ağlattığı, beynini bulandırdığı. cahil bıraktığı, okuma yazma bilmez halka sorulsaydı ya! muhakkak evrensel insan haklarına uygun, öyle ulus milliyetçisi faşodan değil, enternasyonalizm ile şimdilerde marifet sanılan etnik milliyetçilik ve yobazlığı bünyesinde mucizevi bir şekilde harmanlamış, tolstoy, gogol, ibni teymiyye filan altından girmiş üstünden çıkmış insanlardan beklenecek olgunluktaki görüşlerini sandığa yansıtırlardı! demokrasi bir güneş gibi doğardı daha padişahı yeni sepetlemiş, trahomla, sıtmayla, sarı hummayla uğraşan 1920'lerin türkiyesinde!.. niye düşünememişler ki?

    bu teze yanıt vermeye bile gerek yok. "zübük" filmini izleyen yanıtını almıştır zaten...
    0 ...