bugün

krasotkin

eksisozlukte bir yazar. bir yazısı var ki sehitlerimize sonlara zor gelinmistir okurken kahreder:

ben 13 şehit değilim.

hatırlatmak isterim, aynı gün iki genç insan daha, bu puslu coğrafyanın farklı noktalarında yine terör saldırıları nedeniyle hayatlarını kaybettiler. neyse, geçelim, nitekim ben 15 şehit de değilim.

neden olmadığıma gelince:

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =98&rid=4369
--spoiler--

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =13&rid=4369
--spoiler--

ben, koca dünyanın geri kalanından kopmuş uçsuz bucaksız kıraç bir bozkırın ortasında yaşamıyorum. ben istanbul'da yaşıyorum. (peki, bu ağlayan adamın arkasındaki topraklar ufuk çizgisine kadar neden çorak, neden tek bir yeşillik yok?)

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =47&rid=4369
--spoiler--

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =63&rid=4369
--spoiler--

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =68&rid=4369
--spoiler--

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =80&rid=4369
--spoiler--

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... 103&rid=4369
--spoiler--

ailemin sahip olduğu evlerin hepsinin (evet bir tanesi de değil) boyası muazzam. oturduğumuz apartman henüz 10 senelik olmasına rağmen dış cephe yeniden boyandı. peki bu evlerin bırak boyasını, neden sıvası bile yok?

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =70&rid=4369
--spoiler--

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =71&rid=4369
--spoiler--

ilerde kız çocuğum olursa şayet, asla saçlarını kısa kestirmeyeceğim. hele kendim kesmeye asla kalkışmayacağım. (bu kız çocuğunun perçemi neden yamuk kesilmiş, zülüfleri neden bu kadar dağınık?)

"karacadağda çeltikler,
bir kız çocuğunun gözyaşı gibi
ayak bileğinde bir dizi boncuk
sol omzunda nazarlık
dağ başında unutulmuş, üşümüş
minicik bir aşiret kızının,
damla damla berrak olur pirinci.
kamyonlarla, katır kervanlarıyla
beyler sofrasına gider... "

--spoiler--
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/... =77&rid=4369
--spoiler--

ben ölürsem bir gün, arkamdan ağlayacak böyle teyzeler yok artık, bir tane anneannem var akrabalarımdan. o da benim öleceğim ana kadar yaşamayı başarırsa, bir o arkamdan kürtçe ağıt yakar belki. bir ezgi tutturur, başımda ağlar.

hiç belli olmaz ama, zaten ölürsem bu çocuklar gibi de ölmeyeceğim. zira bu sene okulum bitecek, kanunlar benim onlardan daha kısa süreli, ve daha güvenli bir şekilde askerliğimi yapmama imkan veriyor. bizden şanslılar da var elbet, misal çalıştığım iş yerinin iki yöneticisi burdur'da 4 hafta "vatani görev" yapıp geldiler. imkan verildiği takdirde bizim payımıza da kahraman olarak ölmek düşecek, lakin mevut koşullar altında sadece çorak toprakların sıvasız toprak damlarında yaşamaya çalışan insanların çocuklarına tanınıyor bu hak. aslında zaman, patron gibi akıl yürütme yapıp mantıksal çıkarımlar yapacak yerde, zorba gibi hıçkıra hıçkıra ağlanacak zaman, ama yapamıyorum işte. insan olma yükünü taşıyamadım, çok sene önce altında ezildim kaldım.

eline saglık.