bugün

baba

Bilmem hatırlar mısın?
Çok küçük yaşlardayken ben, seni uyarmıştı arkadaşların; ' senin belanı bu çocuk tüttürecek diye'
Tekmelenen bir wc kapısında takılı kaldı sevgi ile saygı arasındaki incecik yapraklar... içeride nasıl huzursuzdum bilir misin?... Hatırlar mısın?
ya saçımı traş ederken burnum akıyor diye attığın fırçayı o bağırmaları... yanında ki dayıma haklı olduğunu gösterme çabalarını hatırlamadın mı?
Ben sigara içebilecek kadar büyümüşken okulun ortasında yanağıma ve de futbol hayatıma attığın o tokadı, pardon şamarı... o acıyı...?
ilk kez sigara ile yakalandığımda sana, beni evden kovduğunu... ben gitmeyince senin evi terk ettiğini, üstüne şehri terk etmek zorunda kaldığımı...
Odtü'den profesör diye, dersimize girip herkesin içinde attığın fırçayla beni yerin dibine soktuğunu...
Gözümün içine baka baka yalan konuşup, sırf evladınım diye insan yerine koymadığın anları...
Daha öğrenciyken ben, senden para almanın ne kadar zor olabileceğini o zamanlarda acıtarak anlattığını...
Hayatta hepsini geçmişken bugün, okul yıllarında beni kıyasladığın çocuklarla artık kıyaslayamadığını...
Bana kızdığında anneme, anneme kızdığında hepimize kan kusturduğunu...
Bu dünyanın en cahilce ve de acizce suçlamasını hiç de hak etmeyen birine yaptığını...
Senin karşında hiç bir fikrimize değer vermediğini... hatta sormadığını...
Abime yaptıklarından sonra hiç de utanmadan 'ben hiç bir şey yapmadım' açıklamalarını, yalanlarını...
Yediğim herhangi bir boku hiç vakit kaybetmeden herkese anlattığını...
ticaret hayatına yeni başlamışken, küçük hatalar yapmama izin vermediğini... Haliyle bugün bile radikal kararlar alamadığımı...
özel hayat konusunda bana hiç bir şekilde bir gramlık bile saygı göstermediğin ergenlik dönemlerimi...
söylesene baba hatırlar mısın... ben söyleyeyim senin yerine... sen benim yaptıklarımı tekrar etmekten... onları defalarca kez anlatmaktan vakit bulup da bunları hatırlamazsın...
Dedemin cenazesine gittiğinde onunla küs olduğunuzu... bir hiç uğruna 100 yaşındaki adamı sana dargın şekilde defnettiğinizi...
Hatırlamazsın dimi...
ben hatırlarım senin de yerine... ama korkma sana hatırlatmam bir kez daha... çünkü sen haklı çıkarsın... çünkü sen en son sözü değil, en çok sözü söylersin...
Kaç kez aylarca küs kaldık seninle... gençliğimin yarısı sana kırgın ya da dargın geçti... Korktuğumdan değil... Anlamadığımdan kaçtım hep senden...
Bugün de aynıyım... Kaçıyorum senden...
Sen bunları hatırlamayacaksın yine bugün... Belki içinden geçireceksin haftaya 'babalar gününde bile aramadı' diye...
Evet aramadım... aramayacağım da...
Yukarıda yazan sebeplerden dolayı değil ama... ben onları her daim hatırlasam da sen görmezsin benim hatırladığımı... göstermem sana..
Göstermem çünkü; görmen gereken ve de hala göremediğin son bir şey daha var aklımda, yarınlarımda...
Seninle son konuşmamızda kurduğun tek bir cümle... unutmadım... unutmayacağım...
ve sana da unutmayacağımı sessizlik ve hissizlik ile anlatacağım...
her zaman evlatlar hata yapmaz... bazen babalar da özür diler... Gurursuz olduğundan değil... Baba olduğundan be...!!!! Baba olduğundan...
Sen özür dilemeden, benden sana bu dünyada evlat olmaz.

Bir kalem daha aldım elime... Bu sefer hikayemde sen yoksun baba...