bugün

diyarbakır beş nolu

diyarbakır beş nolu, mehdi zana'nın "vahşetin günlüğü" adlı kitabıyla aynı konuları işleyen ve diyarbakır cezaevinin soğuk duvarları arkasında yaşanan acımasızlığın ve vahşetin gözler önüne çıkarıldığı "deng" yayınlarından çıkan bayram bozyel kitabıdır.

--spoiler--

bayram bozyel, "Disko" denilen işkencehanede çırılçıplak Filistin askısına asılışını, cinsel organından ve serçeparmağından elektrik verilişini, kalaslarla öldürülesiye dövülüşünü, tabanları yarılıncaya dek falakada yatırılışını ayrıntılarıyla anlatıyor.

Kış soğuğunda üzerlerine hortumla basınçlı soğuk su fışkırtılan mahkûmların neden zatürre olup öldüğünü kestirmek zor değil.

Lağım çukurlarında yüzdürülüp başları postallarla suya batırılanların, makatına cop sokulanların, "Co adlı köpeğe" esas duruşta tekmil verdirilenlerin, eğlence için canlı kurbağa, fare dışkısı ya da kusmuk yedirilen, sidik içirilenlerin, niye intihar ettiklerini tahmin etmek de zor değil.

Falakadan sonra arkadaşını sırtına alıp durmaksızın koşması istenirken dövülenlerin, niye "ölüm orucuna" yattığını, sonra niye "dağa çıktığını" düşünebilmek de zor değil.

Hele istiklal Marşı'nın bütün kıtalarını ezberleyemediği veya koğuş sorumlusunun cümle cümle okuduğu Atatürk'ün hayatını yeterince yüksek sesle tekrarlamadığı ya da koşarken "Her Türk asker doğar" diye haykırmaya mecali kalmadığı için öldüresiye dövülenleri öğrenince, bu toplumun cumhuriyetten, Atatürk'ten neden, nasıl soğutulduğunu anlamak da zor değil.

can dündar...

--spoiler--