"ben habertürk'ün başında olmasaydım kim olurdu düşünün..."lü savunması gözümde kendisini "ayan beyan yandaş" yayın yönetmenlerinden daha da günahkar bir pozisyona soktu. gezi eylemleri olana kadar medyada olan biteni çoğunlukla habertürk'ten takip ederdim. gezi'de dışarda olup olan biteni medyadan bambaşka şekilde izleyince medyaya ve tabi habertürk'e olan güvenim tamamen sıfırlandı. ama işin en sakat tarafı altaylı ve onun gibi muhalif hatta tarafsız sanılan insanların halkı yalan yanlış yönlendirme işinin içinde olmaları. olmayan kasetleri izleyip dehşete kapılanlar falan filan. evet bu isimlerin vicdanlarda affedilmeleri mümkün gibi görünmüyor ama günahı sevabı bir kenara herifler resmen çaresizler. bu herifler gezi'deki gençliğe güvenmediler. arkalarında duracak zengin bir güçe meyilliler. mevcut pozisyonda halktan başka güç görünmediği için medyaya güvenebilmek zor. gezi eylemleri ve cemaat atağı olmasa gerçekten olan biteni bu ülkede konuşmak, karşı tarafa ispatlamak mümkün olmayacaktı. hoş onca ortalığa saçılan pisliğe rağmen yine zor. 4-5 sene boyunca insanları kandırarak tarafsız-muhalif gibi görünmeye çalışıp koltuk sağlamlaştıranlar emekleri boşuna değilmiş. gurur duyabilirler eserleriyle. yamanmaya çalıştığımız batı nazarında kaybettiğimiz itibarı bakalım nasıl toparlayacağız.
edit: lan bir de medyayla bu kadar uğraşıp diş geçiriliyorsa devlet kurumlarını düşünemiyorum. yargısı, tsk'sı, mit'i, emniyet'i. bu kurumların iktidar yanlışı görüp müdahale etmesi imkansızdır herhalde. cemaatten başka ülkede bunlara karşı koyacak bir güç yok amk. ülkeye gel.
