5. sınıftayken sınıfta kurtuluş savaşını canlandırcaktık. öğretmenimiz tabi koyu kemalistti. sınıfın en çalışkanı atatürk olmuştu. yaramazlar da düşman askeri, ingiliz, italyan, fıransız, ermeniler olmuşlardı. bende yunan olmuştum. canlandırma şöyle oluyor sınıfın en çalışkanı yani atatürk. öğretmen masasında oturuyor. bizde sınıfın yaramazları olarak yani (yunan ingliz fıransız italyanlar, ermeniler) sınıfın çalışkanına saldırıyoruz. saldırmakta şöyle ona doğru koşuyoruz kolunu filan tutuyoruz. oda bizi tek hamlede atıyor. başımızda hoca var tabi fazla ellettirmiyor çalışkanı, biz düşman olarak hunharca saldırmak istiyoruz ama izin vermiyor tembelizya. neyse bu bizi süper güçlerini kullanarak başından atıyor. sonra bizde oturup ağlıyoz. mizansen böyle.
işte ben ozaman atatürk'ü süpermen sanmıştım. ve tüm düşmandan nefret etmiştim. kendimden de nefret emiştim. atatürk olamadım yunan oldum diye. ve yaramaz olduğum için, çok konuştuğum için, çok güldüğüm için öğretmen beni tembel haylaz ilan etmişti anneme de şikayet etmişti. bu korkumdan milletin 10 dakikada yaptığı problemleri kafamdan 2 dakikada yapıp cevabı hocaya söyleyememiştim. çünkü bana inanmazdı. çünkü ben haylazdım yaramazdım, tembeldim ve ancak yunan askeri olabilirdim...