Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki ancak ortaçağ derebeyliklerinde görülecek bir şekilde kadın horlanıyor, yok sayılıyor, kadın olmalarından dolayı utansınlar, eksik hissetsinler,kendi ikinci sınıflıklarını kabullensinler isteniliyor. Devlet ve hükümet eliyle uygulanan bu ayrımcılığın günümüz dünyasında yeri yok. Bu politikayı uygulamaya ısrarla devam eden ülkemizin modern devletler arasında arasında yeri yok. Ama inatla, ödün vermeksizin devam ediliyor.
Sorun başörtüsü ile başladı gibi görünse de kökü çok daha derinlerde. Din kisvesi altına saklanarak amansızca sürdürülüyor. iktidar bu politikasını sürdüredursun ne yazık ki kadınlarımızın büyük bir kısmından da destek görüyor. Kendilerini doğrudan ikinci sınıf insan statüsüne sokan bu zihniyete böylesine prim vermelerinin tek nedeni gözlerini bilinçli bir topluma açmamış olmamaları. Ateşe koşan pervaneler gibi kendilerini yok sayan bir politikanın destekçisi oluyorlar. Bu yüzden erkeklerin işine gelen bu anlayışa kadınların neden destek verdiklerini anlamakta güçlük çekiyorum.
AKP'nin iktidar olmasından sonra kadın cinayetlerinin artması tesadüf değil. Elbette cinayetleri onlar işletmiyor. Ama pompaladıkları politikalar insanların olaylara karşı bakış açılarını değiştirip şiddete yönlendiriyor. Sürekli başörtüsü takan ya da takmaya başlayan kadınların "huzuru buldum, içim mutlulukla doldu, arındığımı hissediyorum" tarzı medyaya yansıyan beyanatları başörtüsü takmayan kadınların huzursuz, mutsuz ve kirli olduğunu bilinçaltına pompalıyor. Bu doğrudan söylenmiyor ama bilinç bunu bu şekilde algılıyor ve insanlar kendileri gibi olmayanlara ne zaman başladığını anlamadıkları bir kin duymaya başlıyorlar. Ne acıdır ki iktidarın seçmeni olan bu insanlar şiddete uğrayan ya da uğratanlar oluyorlar. Ya katil oluyorlar ya da maktul.
Erkekler artık eşlerinin, sevgililerinin, annelerinin, kızkardeşlerinin yanında bir erkek gördüler mi akıllarına gelen ilk şey kirlenen namusları oluyor. Namusun kirlenmesi nasıl bir kavramsa temizlenmesi kadının katledilmesi ile gerçekleşiyor. Abiler kızkardeşlerini öldürüyor bu uğurda. Kocalar karılarını, sevgililer ölüyor, anneler ölüyor. işte tam da bu sırada insanların sırtına binen geçim sıkıntısı oluyor. Herkes kendi derdine o kadar düşmüş ki yanıbaşında, sokağında olan bu katliamlara bile sesini çıkaramıyor. Cinayetlerin bir sebebi de zaten geçim sıkıntısının yarattığı psikoloji.
işin daha da karamsar olmamıza neden tarafı da tüm bu cinayetler sürerken, tüm bu şiddet sürerken kadın ile erkeğin aynı allahın yarattığı aynı değerdeki kullar olduğu açıklamaları yerine "kızlarla erkeklerin aynı okullarda okumaması" şeklindeki açıklamalar.
Yetiyor mu?
Yetmiyor...Diyanet işleri Başkanlığı boşanmanın toplumu derinden tehdit eden ve nice felaketlere sebep olan çok önemli bir sosyal sorun olduğu, büyük umutla kurulan, güzel duygularla beslenen, vaatlerle oluşturulan kutsal birlikteliği sudan veya büyütülen değersiz nedenlerle yok edildiğini ifade edip Hz. Muhammed'in "Herhangi bir kadın, geçerli bir sebebi olmaksızın kocasından boşanma talep ederse, cennetin kokusun ona haram olur" hadisi hatırlatıldı. Ama kadınlarımızın hangi şartlarda boşandığı ve boşanan kadınların aradan aylar, yıllar geçse bile boşandığı kocasının şiddetinden kurtulamayıp öldürüldüğü bahsi geçmiyor. Gönül isterdi ki boşandıktan sonra ya da önce kadına gösterilen zulmün de, şiddetin de, cinayetlerin de dinen lanetlendiği hutbeler de okutulsun. Sonuçta kaç kişi isteyerek yuvasını bozar?
Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde 14 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulundukları gerekçesi ile cezaya çarptırılan 3 sanığa ilişkin verilen karar, Yargıtay'ca bozuluyor. Bunun sebebi olarak ise yargıtayın cinsel istismara 15 yaş altı ve 15 yaş üstü sınırlaması getirmesi, cinsel istismara uğrayan kızın kemik yaşının 15 olması halinde kendi rızası doğrultusunda eylemin gerçekleştiği öne sürülecek.
Durum karamsar... Kızlarla erkeklerin ayrı okullarda okutulmasını dile getirenler yakın zamanda kadınlarla erkeklerin aynı ortamda çalışmaması gerektiğini de söylerler. Zaten iktidar vekilleri tarafından birkaç defa Türkiye'de işsizlik oranının yüksek olmasının sebebinin kadınların da çalışması olduğu dile getirilmişti. Yani yakın zamanda bu açıklama gelirse sürpriz olmayacak. Zaten kadınların çalışmayıp çocuk büyütmesi için sürekli teşvikler verilmekte.
Sonumuz hayırlı olsun... Ama kızlarla erkekler ayrı okullarda okutulmaya başlanırsa bunu dünya üzerinde Suudi Arabistan ve iran'dan sonra tatbik eden 3. ülke olacağımızı gerçeğini unutmamak gerekiyor.