Alman hayranı olmakla itham edilen birinci cihan harbi sırasındaki harbiye nazırı yani savaş bakanı., hayalperest ve ütopiktir. birileri gibi Almanların ahlakını ve kültürünü değil askeri disiplinini ve başarılarını örnek almıştır. 1914 yılında Harbiye Nazırlığına atanır atanmaz da orduyu tepeden tırnağa düzene sokmaya ve tahkim etmeye başlamıştır. Bu işi o denli bir muvaffakiyet ile yürütmüştü ki, ahı kalmış vahı kalmış Osmanlı ordusu bir sene gibi kısacık bir zaman zarfında toparlanıp emperyalist devletlere karşı savaşabilecek seviyeye gelmişti. 1912 senesinde üç balkan devletiyle baş edemeyip Balkan cephelerinden can havliyle kaçan zavallı Osmanlı askerleri, 1915-1916 yıllarında Enver Paşanın genelkurmay başkanlığında Çanakkalede ingiliz ve Fransız ordularına kök söktürmüştür. bu askerler Kut'ül amare'de (Irak) ingiliz ordusuna karşı muhteşem bir zafer kazandılar; 20 binden fazla ingiliz askerini öldürüp, aralarında 13 general ve 481 subayın da bulunduğu 13.300 ingiliz askerini esir aldılar.