suyun toprağın kalemin kitabın yanında bir şehrin somutluğu ikinci plana atılabilir,
insanoğlu içinde yaşadığı bir varlığı hissetme noktasında aciz kalabilir.
oysa bahsi geçen o şehir keskin bir bıçak gibi saplanabilir yüreğe.
en vahimi de şüphesiz o yarayla başka bir şehirde ölmektir.