geçenlerde sokakta yürürken 2 tane 11-12 yaşlarında çocuk önümde yürüyordu. ikisinin de elinde tuğla gibi soru bankası vardı. ve gururlanarak ne kadar çok soru çözdüklerinden, sbs'den bahsediyorlardı.
içim bi' tuhaf oldu. o yaşlarda iki çocuğun oyun oynaması, çizgi film izlemesi gerekli, yüzlerce soru çözüp sayfalarca ezber yapması değil.
bu çocuklar ileride psikolojik olarak sorunlu olacak. kafayı yemiş olacaklar. en azından tahminim böyle.
bir de soru bankası demişken, bi' hesap yaptım, ortalama bir lise öğrencisi 11. sınıfta çalışmaya başlıyor. matematikten ygs, 11. sınıf ve temel matematik çözüyorlar. senede 3 tane sırf matematikten. geometriden de aynı şekilde. tarih, edebiyat, dil ve anlatım vs.den de 2'şer soru bankası desek, soru bankasına harcanan para kişi başına bin liraya yakın, hatta geçebiliyor bile. 2 senede 2 bin lira desek. bunu milyonlarca öğrenciyle çarp, işte ortada dönen para milyonlarca lira. bir de dershaneler, özel kurslar var. bunlardan da bir o kadar.
eğer sen bir insanı hayat görüşünü oluşturmaya başlaması yıllarda teste, ezbere boğarsan o insan aptal olur.
tamamen aileyi maddi olarak sikmek, çocukları aptallaştırmak üzerine kurulu, muhteşem bir sistem.
ne aileler bu işe bir dur diyor, ne öğrenciler. daha iyi eğitim sistemi olan ülkeler örnek alınamaz mı? alınabilir. de bu iktidarın işine gelmez. sorgulayabilen, ezberden sıyrılmış, dogmatik olmayan, objektif bireyleri iktidar pek istemez.