bugün

yurtdışında yaşanan dumur olaylar

isveç'te göteborg'ta, yazdan tanıştığım tatlı bir isveçli karı koca teyze ile amcanın evinde misafirlikteyim. evleri bildiğin ormanın içinde, bahçeli bir ev. kasabayı geçtim, köyün bile dışında. çiftlik gibi bir ortam. kış olduğundan saat 4'ten sonra aşırı bir sessizlik, sis, soğuk bastırıyor. camdan bakarken bahçeye yiyecek bişeyler aramak için giren geyik, karaca filan görüyorum, bir yandan da nerde lan bu yazın alanya'da gördüğüm o üstsüz koca memeli azgın isveçli kızlar diye çelişkiler içinde hunharca planlar yapıyorum... kafam karışık anlıycanız. çok acayip aşırı dingin bir hayatın içinde 3. gün daralmaya başlıyorum. yanıma aldığım gitarla da oyalanıyorum. misafirleri geliyor bişeyler çalıyorum ama hep teyze amca, lanet olsun dostum. söylemesem de onlar da farkında olayın. bana isveç'in seçkin bir mahallesinde çok zengin bir dostlarının evine gezmeye gitmeyi teklif ediyorlar. maksat gezmek olsun. arabayla göller, karlı orman içinden keyifli bir yolculukla göteborg'un bu nezih bölgesine gidiyoruz. gerçekten evler 500-700 m2., bahçelerinde açık hava jakuzileri, denize açılmak için bekleyen yelkenli tekneler filan. kuzey denizleri hemen önümüzde, yat limanı aynen, şık. içim ferahlıyor. bu ev de yine 700 m2 bir ev. nerden biliyorum? çünkü evin hanımı teyze tam bir alkolik ve mütemadiyen birkaç cümle sarfettikten sonra "evimizin her yerini gezdin mi tam 700 m2" deyip duruyor. ezberlemiş dönüp dönüp 700 m2"ye dönüyor. şömine yanmakta ve teyze 2 şişe şarabı kolayca bitirmekte. işin ilginci teyze ilkokul öğretmeni, düzenli derse gidiyor, okul hemen yan sokakta, öğle yemeğinde eve geliyor ve 3-4 kadeh yuvarlayıp dönüyor, bildiğin sarhoş ve sürekli hayat çok stresli deyip duruyor. vay be nankörlüğün, doyumsuzluğun böylesi. öğretmen teyzenin kocası bir Alman asıllı isveçli. evin liseli bir de kızı var. bildiğin barbie bebek, sapsarı, uzun, 19 yaşında. özel hizmetçileri var, kızımızın aylık tel. faturasının 300 eu. olduğunu söylemekte Alman baba bıkmış vaziyette. sonra diyor "çok faal bir kız, lisenin her türlü parti, kayak turu, snowboard turunu o organize ediyor". anlatıyor bana işte şöyle kız böyle kız; popstar'ın ilk elemelerine katılmış, ama ikinci turda elenmiş(doğal diyorum kulak yok o kesin), şan dersi alıyormuş dediğine göre özel hocadan ama bana kalırsa bıraksın bu işleri çünkü oral sekste kesinlikle çok daha başarılı olduğuna bahse girerim. tanıştırılıyoruz. aaa gitarist diyor, sarılıyor boynuma hadi bişeyler yapalım. şömine yanmakta, şaraplar yuvarlanmakta, annesi öğretmen teyze sayıklamaya devam ediyor "evimiz 700 m2. biliyorum diyorum. içimden de bu gece çok acayip şeylere gebe moruk diyorum. neyse çalıyoruz ,söylüyoruz bir takım parçalar mesela pek sevmesem de "killing me softly, strumming my face with his fingers"(gaymiyiz lan biz). I can't take my eyes of off you, i love you baby", "aint no sunshine".kızın sesine ve kulaksızlığına uygun şarkılardan seçerek ortamı bozmuyorum. birden öğretmen teyze "neden kızımla evlenmiyorsunuz, ikili olursunuz harika olur" diyor. yüzüm kızarıyor. kız da konuyu geçiştirici bir lafa giriyor. teyze bana kilitleniyor "evet diyor kızımın senin gibi bir profesyonele ihtiyacı var onun tonlarını iyi buluyorsun "diyor. ben içimden " ben kızının aslında özellikle g noktasını bulmaya odaklandım, dur bakalım". o akşam orda kalıcaz, bir yandan davetlisi olduğum teyze de "bu kadın biraz alkolik takma kafana diyor ileri geri konuşur öyle" ,gerektiğinde lafa girip beni kurtarıyor. yemekte abba cdleri dinliyoruz ama maalesef kızımız gelen ani bir telefon üzerine aniden arabaya atlayıp çıkıp gidiyor. babası espriler yaparken bir alman olarak diyor ki "bak çok farklı, nazik bir türksün, seni sevdik. normalde bu gece bizde geceleyeceğin için ve yiyip içtiğin için senden para almalıydım ama almıycam". işte o an gerçekten afallıyorum. dumura uğruyorum. benim teyze de utanıyor. sonra kendime gelince "ama o zaman bana biraz borçlu çıkacaksınız" diyorum. anlamıyor önce "nasıl yani" diyor. "siz" diyorum "ne kadar alırdınız benden konaklama, yemek ve içecekler için?" "100 eu" diyor. e o zaman bana 400 eu borçlusunuz çünkü ben bu türlü mesafeli ekstralara, ev partilerine en az 500 eu.ya gidip, 2 saat müzik yapıyorum, istek çalıyorum"...adam önce espri olarak almaya çalışıyor ama benim kobra türk usulü olduğundan ağır giriyor, yüzü atıyor. ehehee diye gülüşüp, tatlıya bağlıyoruz içten içe meydan okumuş olarak kendimi iyi hissediyorum. eveet işte sayın izleyiciler bu da böyle bir dumur hikayesi. bu arada uyku tutmuyor gece o 19'luk barbinin evden aniden çıkış öyküsünün , okulunun Norveç'e düzenlenecek kayak turunun toplantısı içinmiş, bir restoranda buluşacaklarmış, hayatlara bak gerçekten çok stresliler. oysa onun üzerinde ne notalar basacak, akorlar deneyecektim, lanet olsun çok canım sıkıldı. hala unutamıyorum.
güncel Önemli Başlıklar