Çok iyi muhabir, müthiş hırslı ve çalışkan bir gazeteciydi.
iyi niyetliydi, kimseyle kötü olduğunu görmedim.
Ve ne yapmış ya da yapmamış olursa olsun Türk insanına nasıl röportaj yapılacağını ve nasıl muhabirlik yapılacağını gösteren kişi olmuştur.
Haberleri sunarken sürekli gaf yapması eleştirildi, komik duruma sokulmaya çalışıldı ama kendisi "benim doğal halim bu" diye hiç takmazdı. Ben de takmadım.
Yok ajan, yok israil uşağı falan, filan dendi. Elinden geldiğince itelemeye çalıştı bu iddiaları. Onları da takmadım.
Ama Türkiye'nin son 5-6 yılında yaşanılan aleni hukuksuzluklara karşı daha cesur olmasını beklerdim. Bunu yapamadı işte.
Tecrübesinden dolayı görmek istenilen buydu belki de ama olmadı.
Bununla birlikte ölümünün ardından sadece gözleri ağlamaktan şişmiş, burnu kızarmış olan Deniz Arman ve Cüneyt Özdemir'i görünce pek bir fena oldum.
Aslında 1985 yılından beri hayatımızda olan bu sevimli, kel, top sakallı adamı sandığımdan da fazla sevdiğimi fark ettim.
Bir de kardeşim cenazesine gelen Soner Yalçın, Nedim şener bile hakkında övgü dolu sözler düzerken bana ne oluyor?
Çoğumuz gibi çok da tanımıyormuşuz... Bir adamın ölümünün ardından bu kadar mı çok kişi ağlar? Ve hepsinin de ağzında gazeteciliği, başarıları, muhabirliği dışında anlaşılmış gibi söylenen ortak nokta ne kadar iyi insan olduğuydu.
Neredeyse 30 senedir hayatımızda ama meğersem ayağı aksıyormuş daha 3 yaşında kaynar su dolu bir kazana düştüğü için.
Milliyet'in genel yayın yönetmeni yapılmışken "ben çok iyi bir gazeteciyim ama sanırım kötü bir yayın yönetmeniyim" diye delikanlıca görevini bırakarak muhabirliğe dönecek kadar da marjinal bir adammış.
Biliyoruz ki o koltuğa oturanlar kovulana dek bırakmazlar...
Beyaz'da şimdi anısına yayın yapıyor...
Kısacası ardından bu kadar çok üzülen iyi insanın olduğu bir adamın da iyi bir insan olduğunu düşünüyorum.
Huzur içinde yatsın.