fatih altaylı

entry1208 galeri
    534.
  1. bazılarınca, sunduğu teke tek programında levent kırca'nın saygısızlık ettiği düşünülen gazeteci kişilik. gazeteci diyorum ama bunu kastederek söylemiyorum. ne niyetle levent kırca'yı davet etmiş olduğu daha ilk dakikalarda anlaşılan programına araştırma yapmadan, kulaktan dolma bilgilerle çıkmasıyla daha baştan kaybettiğini bilmeliydi.

    dikkatli izlenirse anlaşılacaktır ki levent kırca oraya goygoy yapma niyetiyle gelmemişti. düzgünce ve art niyetsiz şekilde sorulsaydı sorular ciddi ciddi cevap vereceğini düşünüyorum ben. ama altaylı daha ilk dakikalarda ''insan hayatının son perdesinde işlerin içine de edebilir'' minvalinde bir laf etti, niyetini de belli etti. karşısındaki ne kadar düzgün oynarsa oynasın alttan vurmaya çalışacak, belli. yetmedi, sorduğu sorunun cevabını beklemeden, adamın her lafında araya girdi, başka sorular yöneltti. izleyici için bile çileden çıkarıcı bir durum, bir de sorunun muhattabını düşünün ne durumda. işte bu noktada levent kırca bu programdan bir cacık olmayacağına karar verdi ve gayriciddi bir konuşmanın başlangıcını yaptı. yine de sorulan sorulara öyle veya böyle cevap verdi, hakkını yemeyelim.

    fatih altaylı ise sanatçı girişimi organizasyonunun adından bile bihaber olduğunun ortaya çıkmasıyla panikledi, önündeki notları karıştırdı, bulamadıkça daha da panikledi. rezil oldum duygusu sardı tabi, söylenen her şeyi saldırı addedecek kıvama geldi. üstüne hasdal ve silivri cezaevlerinde yatan meslektaşlarını ziyaret edip etmediği sorusu gelince de hepten mars olduğunu düşündü ve saçmalamaya da tam burada başladı. haksız duruma düşen insanların yaptığı gibi ''mecbur muyum? onlar benim arkadaşım değil. gitmedim, sittin sene de gitmem'' argümanına bel bağladı. o değil de o insanların yüzüne nasıl bakacak ben onu merak ediyorum. hakikaten hiç mi arkadaşı yoktu o insanların içinde. hoş olmasa bile bir gazeteci olarak hem bu duruma karşı duruşunu göstermek hem de bir gazeteci olarak olayları takip etmek adına gitmesi gerekmez miydi?

    levent kırca da bu soruları bilinçsiz şekilde sormadı tabi. yahut zaman zaman altaylı'nın kullandığı kelimelerin üzerine
    zaman kazanmak veya laf değiştirmek için gitmedi. böyle yapmasaydı bunu yapacak olan karşı taraf olacaktı. bunun gözlerden kaçmaması lazım.

    yahu bitiremiyorum yazıyı. bir insan nasıl bu kadar malzeme verebilir karşısındakine. bunca yıldır bu işin içindesin. baskı altında kontrolünü nasıl bu kadar kaybedebilirsin. bir de ''sen benle laf yarışına giremezsin, sen laf ebesiysen ben daha laf ebesiyim'' diyor. levent kırca'ya diyor. tey allaam...

    özetle levent kırca'nın kendisini kendi silahıyla vurmasına, kendisiyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamasına izin vermiştir.
    0 ...