ne güzel ne yaşanası bir dönemdir çocukluğu o zamana denk gelenler için. geriye bakıldığında yeniden yaşansa denilen geçmiştir. herkeste aynı heyecan aynı burukluk, aynı iç çekiş. neler yapmadık ki o yıllarda. neler duymadık ki , duyduklarımıza anlam yüklemeye çalışmadan yaşadık.
radyodan trt'nin saat 6 haberleriyle uyandık, ankara radyosu'ndan türküler, yurttan sesleri dinledik, avaz avaz en üst katta oturan arkadaşa bağırarak bakkala gitmek için çağırmak, yoldan cafcaflı geçen siyasi partilerin konvoylarından dağılan kağıtları toplayarak bilmeden onlarla pişti oynamak, yakan top, tombik,saklambaç...
okula giderken komşu çocuklarıyla kim daha önce gidecek diye yarış yapmak, apartman aralarında kalmış meyve ağaçlarının yerini bir bir tespit edip hava kararınca ağaçların tepesine çıkmak, çıtır pıtır diye barutumsu tırnağa benzeyen birşeyi taşla yakmaya çalışmak, borudan külah üflemek...
piyes yapmak mahalle çocuklarına uydurulmuş oyunlarla... şekerli leblebi , keçi boynuzu, allı ballı satan amcanın geçişini beklemek, bahçede oynarken bulunan ölü güvercini gömüp dualar okuyup başucuna yere haç dikmek sebepsizce * , ilk konuşan bebeği farketmek almanya'dan gelen....