bugün

sareri hovin mernem

alla levonyan versiyonu da doldurur ağlayamaz, durdurur gelemezsin...

"insanların ruhlarına ulaşmak istiyorsan deliklerinden değil, yaralarından gireceksin." *
bu cümle bu türküyle eşleşir; dinleyeni lime lime etse de bir yerde buluşur, buluşturur; insanları, halkları, dağılan-dağıtılanları.

2012 ocak ayında hrant'ın ardından agos'un önünde toplanıldığında, alla söylemeye başlayınca gözler dolmadan durmak neredeyse imkansızlaşıyordu.
turna'ya selamı iletirken, 'mi dari e çem deser' derken hissin dili bilmekte degil yurekte oldugunu sezdiriyor.

hrant'in katledildigi asikar, katil gozumuzun onunde, turku yare adanmis biz kardesimzii yitirdik. hepsi bir bu hayatta, yar, yaren, ozlenen, yiten.

dolup da aglayamadikca kalbinle cigerin yer degistirir gogus kafesinde, o yer degisirken acilir yara, o yer degisirken yanar canin, o yer degisirken vurulur kardesin sokakta, o yer degisirken ozlersin sevdigini...

ayni toprak parcasinda yasamayi, anlamayi, birarada olmayi anlatir en sarih haliyle. icin titriyorsa eger ne dedigini anlayamadan bile, o zaman birdir buradaki acilar, asklar, mutluluklar; kiyma kardesine, sinir dedigin bir tel orgu. otesi degil.