bugün

gönüllü kulluk üzerine söylev

toplumsal meselelere duyarlı kimselerin muhakkak okumaları lazım gelen kitap. Fransız düşünür La Boetie devletlerin nasıl olur da kitleler üzerinde sarsılmaz bir hükmedebilme yetisi olur sorusunun cevabını anlattığı söylev, yönetenler-yönetilenler ayrımına müthiş bir yorum getiriyor. Kitabı okumadan evvel, söylev in siyasal iktidarların,devletlerin yahut egemen güçlerin bir eleştirisiyle alakalı olduğuna dair düşüncelerim kitabı okuduktan sonra değişmiştir. zira söylev, yönetenler -yönetilenler meselesini çok daha detaylı bir şekilde ele alıyor. Gramsci nin ''hegemonya'' kavramına 1500 lü yıllarda değiniyor La Boetie dahası egemen güçlerin meşruluklarını oluşturmak için kullandıkları yöntemleri anlatıyor. Söylev, siyasetin daha ötesinde insanların özündeki acımasız gerçeklerini ifşa ediyor. La Boetie nin söylevini muhakkak okunması gereken bir eser olarak nitelendiriyorum, 1500 lü yıllarda böyle bir kafası olduğu için de La Boetie takdir ediyorum. kendisi söylevde yönetilenlerin özgürlüklerine kavuşabilmelerinin imkansızlığından bahsediyor ve ekliyor eğer bir umut varsa özgürlük için bu umut da entellektüel elitizmle ile ilişkilidir. Çünkü kitleler özgürlük nedir bilmezler, egemen güçlerin onlara sundukları hegemonya yı gerçeklerin unutulduğu ve gerçeklerin yerine pembe düşler görmenize neden olan bir hap gibi yutmuşlardır. La Boetie ın kadınımsılığı çok rahatsız edici bir terimmiş gibi kullanması ise kendisinin kadınlara kötü bir şeymiş gibi baktığının kanıtıdır, benim ona getirebileceğim olumsuz eleştiri kendisinin kadına bakış açısı. Söylev in çevirmeni Mehmet Ali Ağaoğulları ise kitabın sonuna eklediği söylev analizi ile müthiş bir iş yapmış. bir siyaset bilimi öğrencisi olarak kendisinin dersine girmeyi çok isterdim.