Keskin bir gözlem, duru bir dil ve gerçeğin en saf hali. Zeki Demirkubuz budur. Bu adam filmlerinde o saf gerçekliği öyle bir şiddetle yüzünüze vurur ki dehşete düşersiniz. (bkz: masumiyet) Hapishane yıllarında tanıştığı Dostoyevski kitaplarından çok etkilenmiştir ki bunu zaten Bekleme Odası 'nda da görüyoruz. Açık kapı mevzusuna gelince de; bunu da Dostoyeski'den etkilenip yaptığına dair rivayetler mevcuttur.
Kısacası; bu adam hep yaşasın, hep filmler yapsın ve biz de izleyelim.