bugün

the night of the hunter

iyi ve kötü arasındaki çekişmeleri konu edenen 1955 yapımı film.

--spoiler--
Filmimizin kötü adamı Harry Powell geçimini dul kadınları ortadan kaldırıp onların paralarını yiyerek sağlamaktadır. araba çalması nedeniyle atıldığı hapishanede bir banka soygunundan 10 bin dolar patlatmış olan bir idamlık mahkumla tanışır ve filmimiz başlar. Powell 10 bin doların peşinde koştura dursun idamlık mahkumun oğlu, dürüst, çalışkan ve iyiliğin simgesi john da kötülükle yapayalnız mücadelesine başlar.Powell saf dulları avlarken ve kamuoyunu kendi davası uğruna kandırırken iyi ile kötü kapışmalarının incildeki yansımalarını sık sık bir vaiz edasıyla anlatır. Filmimizdeki kadın karakterlere müthiş tav oldum. sinema tarihinin en aciz kadın karakterleri olarak john un anası Willa Harper, onun koca götlü komşusu ve yetim kızlardan Ruby filmde boy göstermişlerdir. Rachel Cooper ise tüm bu aciz kadın karakterlere tepki olarak filme konulmuş 1955 amerikasının küçük bir kasabasında yaşayan, tıpkı john gibi kötülükle bi başına mücadele eden feminist ablamızdır. Sinema sanatının teknik detaylarını bilemediğimden filmin sinemaya katmış olabileceği muhtemel yeni tekniklerden ötürü beğenilen bir film olduğunu ileri sürebilirim. ve fakat film bana ne anlattığı sorusuna cavabım; basit ama çok baist bir iyi-kötü mücadelesi olurdu. Hikaye basit diye baştan savma bir anlatım dili de kullanılacak diye bir zorunluluk yok. pek beğenemediğim bir film, çekenlerin emeğine sağlık.
--spoiler--