Kötü eleştirilerin hepsi gazeteyi okumuş mu, yoksa sağdan soldan ya da yandaş medyadan hakkında söylenen sözlerden mi bu kanılara vardıklarını anlayamadığım gazetedir.
Yahu ortada medya diye bir şey kalmadı. Gazete dedikleriniz iktidar yalakalığı yapan bir avuç kağıt parçası. Atatürk'ü kullanıyormuş. Kardeş, bırakın kullansın allah aşkına. 19 Mayıs'ta heykeline çiçek koymasın diye tüm yurtta önünde polisler bekledi. Bu hale geldik ve hala da rahatsız mısın?
Düşünce yapısına ve yazarlarına gıcık olsanız da alın arasıra. Düşmanınızı da tanırsınız. Ben zaman zaman vakit ve zaman okuyorum. Karşı çıkmak için bilmek gerekir. Kapağına bakıp bir gazeteyi eleştirmek ne kadar doğru. Başbakanımız bile bunu yapmakta bir sakınca görmemekte... Üstelik Sözcü'nün yıllardır parmak bastığı noktaları en sonunda o bile kabul etti, hatalıyız dedi...
Sözcü'nün haber yaptığı bazı konular şunlardır: "Askerimize kurşun sıkanı davul zurnayla karşıladılar" (20 Ekim 2009)Habur'dan giren Pkk'lıları kast ettiler ve o zaman da bazı kesimler tarafından barış sürecini sabote etmekle suçlandılar.
1 Aralık 2011'de yıllardır tutuklu bulunan sanıkları işaret ederek "Bu zulüm Bitsin" başlığını kullandı. Zamanında "tutuklu olduğunu bile bile aday gösterdiler" diye çıkışan başbakanımız bile bugün artık tutuksuz yargılanma imkanı varken yıllardır süren mahkumiyetlerden dem vuruyor. Elbette geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği'Nin Türkiye'yi bu yönde çok ağır bir şekilde eleştirmesinin de payı vardı.
20 Ocak 2012'de "Yargıdan Memnun olan var mı" başlığını kullanan gazete, iktidara muhalefet yapan her kesimden insanın bir şekilde hapse atıldığını haber yaparken Deniz Feneri davasının ilk savcıları hakkında soruşturma açıldığını ve bu konuyu haber yapan gazetecilerin tutuklandığını yazdı. Bugün halkın yargıya karşı güveninin giderek azaldığını katıldığı haber programında Başbakan da söyledi.
Başbakan'ın katıldığı son Sözcü haberi ise 9 Şubat 2012 tarihinde Özel Yetkili Mahkemeler'in abartılmış yetkileri üzerineydi. Mit müşteşarı'nın ifadeye çağrılmasını devletin işine çomak sokmak olarak gören başbakanımız da bu yetkilerin abartıldığını söyledi.
Kısacası sizler ister beğenin ister beğenmeyin çok ciddi bir tiraja ulaşmış durumdadır. Bu sayıya bir parça da ben katlı sağladığım için mutluyum açıkçası. Ama bu gazeteyi alan 300 bin civarında kişiyi yok saymak günümüz gerçeklerine gözlerinizi kapatmaktan öye bir şey değil. Bugün için Sözcü'nün en önemli eksiği Yılmaz Özdil'dir. Eğer o da günün birinde burada yazmaya başlarsa tadından yenmeyecektir. Unutmayın ki her eleştirinin altında bir artniyet olmak zorunda değildir. Bazen eleştiriler toplum olarak daha ileriye gitmemiz için de yapılır.
