cahil, cühela kalmış ve kitap okumayı zul sayan yazarlara gelsin. aşağıdaki satırlar kazım karabekir'in şu an piyasada satılan "paşaların kavgası" adlı kitabından aynen aktarılmıştır. kitap okuyunn eğer kitap alacak paranız yoksa haber verin hediye göndereyim.
"19 Ağustos Pazar akşamı Mustafa Kemal ve ismet Paşalar -Lâtife Hanım ile birlikte bana akşam yemeğine geldiler. Keçiörene giderken sağ tarafta kubbeli köşk denen mevkide, bol suyu ve büyücek havuzu olan bir köşkte kira ile oturuyordum. ismet Paşa, Lozanda iken Mustafa Kemal Paşa, Lâtife Hanımla birlikte, bir kere daha bana akşam yemeğine gelmişlerdi.
Münakaşayı, ismet Paşa ile ben yaptım. Mustafa Kemal Paşa sükûnetle bizi dinledi.
Mustafa Kemal Paşa, Lozandan da aldığı hızla, ne iktisat Kongresinin ve ne de heyet-i ilmiyenin hazırladığı programlara ilgi göstermeyerek müthiş bir inkılâp hamlesi teklif etti:
-Hocaları toptan kaldırmadıkça hiç bir iş yapamayız. Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılâbı yapmazsak, başka hiç bir zaman yapamayız. ilk Fethi Bey Grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılâp zihniyetini ismet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu. Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak, bu üç şahsiyetin üç maddelik programlan kulaklarımda tekrarlandı:
Peki amma ne olmak istiyorsunuz? dedim. Hristiyan mı, dinsiz mi? Hiç birine imkân olmamakla beraber her iki yol da, hem tehlikeli hem de geridir! Münevver Hristiyanlık âlemi ilim zihniyetine daha uygun yeni bir din esasları araştırırken bizim, onların köhne müessesesini benimsemekliğimiz müthiş tehlikesiyle beraber, geri bir hareket olur! Dini kaldırmak ise yeni müthiş tehlikesiyle beraber medeniyet âleminin nefret ettiği geri bir yol olduğundan maksatsız bir hareket olur.
Bir millet de duygu birliği, itikat birliği ve menfaat birliği olmazsa, idare edenlerle edilenler arasında bir uçurum açılır ve bu uçurum, günün birinde millete mezar da olabilir! Ben her fırsatta söylediğim gibi, dinle uğraşmanın bizi daha ziyade terakkiden alıkoyacağı ve daha ziyade geri götürebileceği kanaatındayım. Dini olduğu gibi bırakmalı ve hükümet, ne buna tesir yapmalı ve ne de tesiri altında kalmalıdır! Biz millî istiklâlimiz gibi, millî hürriyetimizi de en mukaddes gaye tanımalıyız ve bunun zevkini bütün millete tattırmalıyız.
Bunun için medenî hedeflerimizde sürat, fakat içtimai gayelerimizde tekamül yolunu tutmalıyız. Ben taassuptan uzak ve terakki sever bir insan olduğumu eserlerimle de gösterdim! Zaten yakından biliyorsunuz. Din hakkındaki düşüncemi doğuda iken çocuklar için yazdığım Öğütlerim başlıklı eserimde de üç yıl önce neşretmiş bulunuyorum. Müsaadenizle okuyayım.
Din ve Mezhep öğüdünü okudum.(x) Sükûnetle dinle(di)-
(x) Din ve Mezhep öğüdünün hülâsası şudur: Dinin kısaca tarihi, dinsizlik ve din değiştirmenin bir milleti harap edeceği, müstemlekecilerin islâm aleyhtarı olmalarının sebebi, halkın en büyük teselli ve inzibat kuvvetinin din olduğu, din ve mezhebin ancak mabetlere bırakılarak hayata karıştırılmaması lâzım.
Şu satırları aynen alıyorum: Bazı ecnabî diliyle islâmlık aleyhinde yazılan kitaplar, bilhassa müstemlekelerden yetişebilecek islâm gençlerinin ahlâkını bozarak ortaya tefrike düşürmek maksadıyla kaleme alınmıştır. Bu kitapları okuyup da şuna-buna telkinat yapmak, budalacasına bir cinayettir. Bir çocuğa veya bir adama din aleyhinde telkinde bulunmak, biçarenin dimağını neşterle kazımak demektir ki, hemen kangren yapar! Halbuki din, bir millet fertlerinin perçinidir. Dinin gevşediği yerlerde, birlik perçini de gevşemiş demektir.diler. Hiç cevap vermediler. Bahis de kapandı.
Mustafa Kemal Paşanın büyük bir dikkat ve sükûnetle beni dinleyişinden ve ara-sıra ismet Paşayı süzmesinden ve ayrılırken de bana karşı gösterdiği samimiyetten çıkardığım mana, beni haklı bulduğu idi. Fakat mütâlaarıma hak vermekle, tekrar,mefkure hatırasına döneceğini, hiç de aklıma getirmemiş idim!
Kaynak: Paşaların Kavgası Kazım Karabekir"
son cümleye dikkat: "tekrar,mefkure hatırasına döneceğini, hiç de aklıma getirmemiş idim!"