Türkiye'de bir çok gazeteci geçinen çapulculardan en az 50 tanesini sağ, bir o kadarını da sol cebinden çıkaracak denli birikimli, kültürlü, dili sağlam bir yazar üstadıdır.
Doğru bildiğinden şaşmaz, güzel bir üslubu vardır, takıntılı olduğu konuları vardır, döne döne ve hep aynı kelimelerle yazdığı "fix" yazıları vardır, zamamında çok güzel yazmış olduğu ama şimdilerde nedense yazmadığı kitapları vardır.
Memlekette göte göt diyebilen ender aydınlardandır. Kimi zaman yazdıkları birinin bir tarafına battığı için "küfürbaz la o mına goduğum çocuu" deyip kendilerince aşağılarlar. Küfür ediyor dendiği aslında çok keskin argo kullanmasıdır. Muhatapları "alçakları tanıyalım" diye yazılar yazınca "elit gasteci" olurlar, üstad puşta puşt deyince küfürbaz olur. Bu tamamen Türk medyasındaki ikiyüzlülük ile ilgili bir durumdur.
Dönek derler üstada. Eğer tüm kitaplarını okursanız, aslında o kadar çok da dönmediğini anlarsınız. Adam 80lerde Nokta'da ne demişse şimdi de aşağı yukarı aynısını söylüyor.
Atatürk düşmanı derler üstada ama yazılarını okuyan ve anlayan (anlama işi beyinle olacak başka organla değil burası önemli) herkes bunun tam tersi olduğunu görür. Yetmezde "Mustafa Kemal Sizin Gibi Kıro Değildi" kitabını okuyun. Atatürkçü geçinenlerden kaç kişi Atatürk'ün Şişli'deki evini o ruh hali içinde gördü? Ben maalesef gitmedim bile bir kez.
Döne döne sahte Atatürkçü ve Kemalistlere geçirir. CHP'yi diline dolar. Üstadın dalgasını geçtiği bu tipteki adamlar yüzünden CHP hayatında iktidar yüzü göremediği gibi onu sayesinde AKP %50'leri aştı. Ha siz hala kömürdü, makarnaydı diyorsanız üstadın alaycı dilinin hedefi olmaya layıksınız.
Hepimiz gibi insandır Engin Ardıç, hiçbirmiz robot değilsek o da değildir ve hataları da illaki vardır ve olacaktır. Peygamber değil neticede. Neymiş patronu şuymuş buymuş. Ne olursa olsun adamın tüm ekmeği buradan geliyor. Çok sevdiğiniz Emin Çölaşan bile Hürriyet'da yazıktırırken şey pardon yazarken bir kere Aydın Doğan'ı eleştirdi mi? Hayır! Bekir Coşkun? Hayır. O zaman üstad neden yapsın?
Bence tek kusurcuğu, aynı gazetede çalıştığı kişilere ha bire selam gönderir ama sonradan işler değişince arkasında çakabilir. Buna en iyi örnek olarak Akşam'da yazarken Oray Eğin için sık sık "bizim Oray" falan derdi, sonradan Akşam'dan gürültülü bir şekilde gidince Oray'la araları bozuldu, Sabah'da artık kendisi için "tosuncuk", "sivilceli civelek" falan diyor. işte bu hiç yakışmıyor Engin Ardıç kalibresindeki birisine. Ama ne yapalım işte bu da onun huyu, bir Engin Ardıç daha yok.