iki tepenin denize diklemesine kestiği bir yerde oluşan boşlukta kurulmuş, eh elbette ki kurulduğu gibi kalmamış şirin ilçe. an itibarı ile inlerle cinler karşılıklı tokuşturmaktadır. yazın fahiş fiyatlar çektiğini tahmin ettiğim kıyı otelleri oda kahvaltı 25 liraya kadar inmiş. merkezinde bulunan ve konumu itibarı ile türkiye'nin en çok iş yapan tansaşlardan biri olan mağazayı şehrin görüntüsünü bozduğu için yıkmaya azmetmiş bir belediye başkanına sahip. yıkmaya da başlamış, bina boşaltılmış. marmarislilere duyurulur. havası, şehir etrafını çevreleyen ormanlar ve dağlar nedeniyle bu mevsimde daima gözü yaşlı bir çocuk gibi. hava ha bozdu ha bozacak sanırsın. ama yağmur şöyle bir çiseliyor. yine de buranın yerlileri, buranın kışın yağan yağmurunun rize ile yarışabileceğini söylediler. izmir'i sanki 1800'lerde görür gibiyim. tertemiz bir deniz, balıkların cirit attığı, denize dökülen dereleri var. izmir'in teleferiği gibi şehrin o ucunda tepesinde ışıklar olan bir de dağı var. merkezinden oteline yürürken, kendimi gerçekten de hep hayalini kurduğum eski zamanların izmir'inde hayal ettim. ama belki de marmaris'i böyle bozulmadan gören, içime çeken, çektiğimi de hisseden şanslı ruhlardan biriyim. çalıştığım yer bir ormanın kıyısına kurulu... etraftaki çam ağaçlarının kokusu, taşıdıkları oksijenle aşağı akıyor sanırsın. burada sigara içsen ne olur ki diye kaç defa geçirdim içimden gün içinde... yazın 40 derecenin altına inmeyen sıcaklarda orman yangınlarının eksik olmadığını söylediler, üzüldüm. orman kırmızı kayalıkların üzerinde çıkıyor. kırmızı ise altında demir yoğunluklu diye düşündüm. ayrıca bir çok yerde olduğu gibi kayalar üst üste dizilmiş kaşar dilimleri gibi. yırtıcı bir görüntüsü olmasına rağmen elinden yere bıraktığında kolayca kırılıyor. insanları her deniz şehrinde olduğu gibi cana yakın, güleryüzlü ama ne kadar samimiler onu kestiremiyorum. gidilip görülesi, sahilinde soğuktan birbirine sokularak elele yürünesi bir tatil beldemiz. ama her değerimizde olduğu gibi buranın da değerini çok bilmiyoruz. yakında açılacak hilton oteli için ormanlık alanın içini seçmişler. ormanlık alanın içi de ağaçların kesileceği anlamına geliyor. üzülüyor be insan...