bugün

ertuğrul özkök

genel yayın yönetmeni olduğu hürriyetin yayın politikasını şu örnekle cümle aleme ilan etmiş er kişidir:

"ben fenerbahçeliyim. bir kaç gün önce bir arkadaşımız andriy shevchenkonun fenerbahçeye geleceğiyle ilgili güzel bir haber yapmıştı. öyle inandırıcıydı ki shevchenko nun fenerbahçeye gelmeyeceğini bildiğim halde bu haberi baştan sona keyif alarak okudum. ertesi gün bir bahane bulup shevchenko nun gelemeyeceğini yazdılar. (...) gazeteler gazete gibi değil, bir medya kuruluşu gibi yönetilmelidir artık. gazetelerin birinci amacı haber ve fikir vermektedir. bir medya kuruluşunun birinci amacı ise para kazanmaktır. devir hayal pazarlama devridir. en iyi hayal pazarlayacak alanlardan biri de spordur. insanlar 'sevçenko fenere gelecek' haberini okuyarak hayal kurmaya başlıyorlar ve mutlu oluyorlar. insanlar mutlu oluyorlarsa bundan rahatsız olmamak lazım"

bunu söyleyen hürriyet gazetesinin türkiyenin amiral gazetesi olduğunu iddia eden bir genel yayın yönetmeni. ben bundan sonra hürriyet gazetesinin hangi haberine inanayım. bu haber doğru mu yoksa birisi keyiflensin diye mi yazılmış diye paranoya yapmaz mıyım? ekonomi çok iyi haberi okuyorum acaba öyle mi? asker rahatsız, gerçekten öyle mi? her yer tarikatçı doldu, birileri bundan mutlu oluyor ama gerçek mi? kişisel olarak aldığım karar neticesinde bundan sonra hürriyet gazetesi almamaya karar verdim. ben kendini bilmez bir iki kişinin kendi fildişi kulelerinden beni mutlu etmek ayağına benimle dalga geçmesine tahammül edemem.