bugün

barda

filme giren insanların gününü karartmış filmdir. gözlemlediğim kadarıyla,film ilerledikçe salondaki çiftler birbirlerine daha da yaklaşmaya başladı. kızlar korkuyla sevgililerine sarılıyordu, sinirle gerilmiş parmakları koluğu tırmalayan erkek arkadaşların ise duruşu dikleştiği halde gözleri yaşarmaya başladı. araya çıkılınca ise ortama sertçe içilen sigaralar ve derin bir sessizlik hakimdi. kızlar gözlerini insanlardan kaçırıyorlar, erkekler ise çaktırmadan etrafı kesip bir yandan bünyedeki siniri atmaya çalışıyorlardı. ikinci yarı başladığında oturulan yerler değiştirilmişti. kimsenin birbirine güveni yoktu ve kimse bir başkasının yanına oturmak istemiyordu. özellikle de çiftler için geçerliydi bu. yanına oturulacak her yabancı, kız arkadaşını tehdit eden zorlayıcı, yasadışı bir penisti. filmin özellikle ikinci yarısı, kimsenin sevgilisine çakmaması için korkuyla etrafı kesen erkekler tarafından pek algılanamamış, gözlerini kapayıp bakmamaya çalışan kızlar tarafındansa izlenmemişti bile. salondan çıkış uzun sürdü, kimse kimseye bıçaklamanın mümkün olduğu bir mesafeden fazla yaklaşmak istemiyordu. sevgililer önce çıkmaya çalıştılar, kimse sona kalıp sevgilileri olmayan erkeklerin çoğunlukta olduğu bir grupla birlikte yürümek istemiyordu. eve yürürken aynı film o anki konuma göre "sinemada, sinema çıkışında, yolda, sevgilinin evinin öünde, tekrar yolda, apartmanda" olmak üzere zihin tarafından çeşitli versiyonlara uyarlandı. evde ise bu devirde babana bile güvenmeyeceksin sözü hatırlanarak yastığın altına bıçak konulmuş halde ve kilitli kapılar ardında uykuya dalındı.