Zaten hiçbir zaman şahane olmayan, "öğrenci merkezli eğitim"i götünden anladığımız ve "okul-aile işbirliği" adı altında velinin pek de anlamadığı konularda ahkam kesmesine olanak tanıdığımızdan beri iyice sıçışlarda olan sistemdir. Okullarda şu tarz diyaloglar sıkça geçmektedir.
+Hocam bizim çocuğun matematik fena değil. Sayısal seçsin diyoruz biz ama ne dersiniz?
-Kaç düşmüştü matematik?
+2 **
-Anlıyorum. Ben altyapısının sayısal için pek yeterli olmadığını düşünüyorum. Sonuçta git gide zorlaşacak bu dersler. Sözel bölümlere tukaka gözüyle bakmayın. Yeteneği o yöndeyse o alanda da pekala başarılı ve mutlu olabilir.
+Ama hocam şimdi ne varsa sayısalda var. Belki eşit ağırlık. Hem çalışınca olur.
-Peki, karar sizin. Ama yine de oğlunuzu/kızınızı istemediği bir bölümde okumaya ve istemediği bir mesleği seçmeye zorlamayın derim.
Tüm bu konuşmalar veliyi (bazen de öğrenciyi) ikna etmeye yetmez. Ertesi yıl sayısal veya eşit ağırlık seçilir. 3 sene daha okunur. Güç bela sınıf geçilir. Üniversite sınavına girilir ve...