Oysa seçimden bir kaç gün önce aşağıdaki açıklamayı yapmıştı.
"Genel seçimde sandıktan dördüncü parti olarak çıkacağız. 13 Haziran sabahı, HEPAR'ın gücünü herkes görecek. Her ilde kaç milletvekili çıkıyorsa üçte birine talibiz. HEPAR'a 1 milyonun üzerinde müracaat var. HEPAR, Meclis'e girecek güçtedir. Bu bilinçle seçimlere hazırlanıyoruz."
Sayın Pamukoğlu'na bu ülke için yaptıklarından dolayı saygım büyük. Cesareti için de, kimsenin talip olmadığı bir görev için kendisini hiç çekinmeden ortaya attığı için de... Ama bu söylediklerine kendisi gerçekten inandıysa onun adına üzülürüm. TV programında Fatih Altaylı'nın sorduğu "Dışişleri Bakanınız kim olacak" sorusuna cevap verememişti. Bu da kendisi de inanmadığı anlamına geliyor. Nitekim, Ağrı ve Tunceli'de HEPAR adaylarına sadece 1 oy çıkması "Eşleri bile oy vermedi" yorumlarına yol açmıştı. Onların talihsizliği herkesiz AKP'nin ne denli güçlü olduğunun farkında olmasından kaynaklanıyor. insanlar oy bölünmesin diye en güçlü ve en yakın buldukları partiye kaydırdılar oyları. Ama bu bile yetmedi. Aslında Osman Pamukoğlu'na sempati duyanlar aldığı oydan çok daha fazlası... Ama Türkiye değişik bir süreçten geçiyor ve arada o da kaynadı.
Kendisi en büyük kaybı bana göre "idamı geri getirip Apo yu asacağız" dediğinde yaşadı. Bu ülkede bir çok insan APO'nun cezalandırılmasını istiyor. Ama asılmasını, idamın geri gelmesini istemiyor. Zaman zaman bam telimize basıp isyan ettirse de "idam" artık ortaçağ zihniyetine ait bir cezalandırma şekli. Kaldı ki bugün APO asılır yarın bunun yolu bir başkasına da açılır. insanlar ölmek de istemiyor öldürmek de... Ağır kaçabilir belki ama "Cin olmadan adam çarpmaya çalıştı" Sayın Pamukoğlu... Asker meslekdaşları teker teker tutuklanırken, içeriye tıkılırken gerekli çıkışı yapsa belki bu toplumun gözünde daha bir lider olarak görülecekti. PKK ile dağlarda savaşmaktan korkmadı ama bundan çekindi... Sonuç olarak 122.055 oy, % 0,28 oy oranı ile gelen hüsrandan da öte bir çöküş, bitiş. Sonuçta tarihin sayfalarına gömülecek bir siyasi oluşum.
