şekip mosturoğlu'na cevap verememeyi geçtim, koskoca(!) kulüp başkanı kayserispor'un kalecisiyle, fenerbahçe-gençlerbirliği maçının yan hakeminin memleketiyle filan uğraşıyorsa "rezil" ifadesi yerindedir. ama aziz yıldırım mağdur olduğunda konuşunca şikeci olurken, hakemleri ve medyayı etkiliyor olurken sadri şener aynı şeyi yaptığında birileri tarafından mağdur ilan ediliyor, savunuluyor. 3 haftadır olan hakem hataları fenerbahçe maçlarında olsaydı acaba avukat sadri başkan'ın tutumu ve tepkisi nasıl olurdu? ben hala çıkıp 1-0 önde götürdüğü maçta ofsayttan yediği gol ile beraberliğin gelmesine engel olamayan ve son dakikalarda yediği golle yenilen gençlerbirliği'nin hakkını gençlerbirliği-fenerbahçe maçında yaptığı gibi savunmasını, bunla kalmayıp beşiktaş ve kasımpaşa'nın da maçlarındaki hakem hatalarıyla puan keybetmesinden ötürü, avukatlığını yapmasını bekliyorum. ama delikanlılık nerede? hata rakibine yapılınca ahkam kesmek değil işte mesele, insan karakterini, gerçekte ne olduğunu böyle durumlarda gösteriyor.
bir de volkan babacan'ın yediği gol ile suleymanou'nun yediği gol aynı değilmişmiş.
volkan topu dibindeki rakip oyuncuya atmadı ki. sol kanattaki kayserisporlu oyuncuya atmak için vurduğu top fenerbahçeli futbolcuya geldi. pres yapılmadı diye bir şaibe mi, kasıt mı olması gerekiyor burada illaki? hadi topu ceza sahasının 10-15 metre uzağındaki adama bilerek attı diyelim. o topun gol olacağının garantisi mi vardı? peki bu tip hatalı goller yiyen kaleciler yok mu futbolda? var.(eliyle topu uzak mesafedeki arkadaşına atmak isterken kendi kalesine atmış kaleci bile var.) örneğin: suleymanou, trabzonspor maçında topu solundaki ve sağındaki müsait arkadaşlarına da atabilirdi ama atmadı düz vurdu ve gol yedi mesela. iki durumdaki tek farkın trabzonspor'un presi olduğu gerçek ama kasıt aramak niyetinde olursak ikisinde de kasıt ararız. pres yapılmıyor diye bir adamın maç sattığını iddia eden önce kendi maçlarına baksın.
