bugün

yağmur atsız

kitabın da anlattığı bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istediğim yazar.

yağmur beyin babası, hüseyin nihal atsız ve orhan şaik gökyay bir vakit istanbul dan malatya ya sürülürler.sürülecekler ya malatya ya lise öğretmeni olarak gönderilirler ama malatya da lise yok.e çoluk çocuk da yok yanlarında, iş güç de yok her gece alemden aleme akarlar derken tayinleri edirne ye ve yine lise öğretmeni olarak atanırlar ama gittikleri muhitte de lise yoktur.aynı tas aynı hamam her gece içmeye giderler.
bir gece yine içmişler eve doğru yol almaya başlarlar.meriç nehrinin üstünden geçmektedirler.kahramanlarımızın ikisi de zil zurna sarhoş ve "sıkışık" vaziyettedirler. ama köprü üstünde mahrem bir mekan yoktur "rahatlamak" için.orhan şaik gökyay dayanamaz meriçin içine etmeye başlar.şair ya, bu arada bir de şiir patlatır.bu sanatkarları anlamak hakikaten zor, adamlar cidden hisli oluyorlar baksanıza neler demiş;

pek güzelsin pek şirinsin ey meriç,
ben senden içtim sen de bir kez benden iç! *