bugün

tiyatro

tiyatronun (komedya ile tragedyanın) eski yunan'da doğuşuna ilişkin olarak bugüne değin en geçerli varsayım ya da kuram, tanrı "dionissos" için yapılan dinsel törenlerin zamanla oyuna dönüşmesini ileri sürer. "dionissos" ölüp dirilen bereket tanrısıydı. onun ölmesi ile bitkiler soluyor, kuruyor, dirilmesi yeryüzüne bereket getiriyordu. bu kült eskiden çok yaygındı. sümer'de "tammuz" (bizim temmuz dediğimiz ay), hitit'te "telepinu", finike'de "adonis", mısır'da "attis", ölüp dirilen tanrılar olarak saygı görürlerdi. ama bunlar için yapılan dinsel törenlerin nasıl olup da eski yunan'da tragedyaya, komedyaya dönüştüğü, pek akla yatkın biçimde anlatılmış değildir. hep bir boşluk kalır arada. gerçi eski yunan'da bağbozumu bayramlarında tanrı "dionissos" için şiirler okunduğunu, keçi derilerine sarınmış birtakım insanların sıçrayıp döndüklerini biliyoruz. ortada bir kişi durur, halk onun çevresini alırmış. aristo, tragedyanın bu törenlerden yavaş yavaş doğduğunu söylemekle yetinir. 19. yüzyılda inanılan yunan mucizesi, arkeoloji, tarih çalışmaları ilerledikçe, bir mucize olmaktan çıktığını biliyoruz. örneğin yunanlılar heykeli mısır'dan öğrenmişlerdir.