çabuk depresyondan çıkın.

Cem Yılmaz, 23 Nisan 1973 tarihinde istanbul şehrinde dünyaya gelmiştir ve ailesi aslen Sivas’lıdır. Orta halli bir ailenin çocuğu olarak büyüyen ancak küçük yaşlarından itibaren zekasının ne kadar ileri olduğunu herkese kanıtlama şansına sahip olmayı başaran Cem Yılmaz, çizim yetenekleri ile birlikte de kendisini herkese gösteriyordu.

Başarılar ile dolu geçen eğitim hayatının ardından Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel Yönetimi Bölümü’nü başarılı bir şekilde bitirdi. Ancak kariyerini bu alan üzerine yapmaktan ziyade çok daha ciddi şekilde çizim ve sanata eğilim gösterdi. Karikatür çizimlerine başlayan Yılmaz, bu anlamda o dönemlerin birçok ismine nazaran fark yaratmayı başardı.

tabi ki yunan baklavası ben bir yunanım doğal olarak .......................

her şey erkeklerin en iyi yaotığı şeyleri bile kadınlar onlardan iyi yapar.

1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde ve Abdallar köyünde dünyaya gelen Neşet Ertaş’ın babası Muharrem Ertaş ve annesi Döne hanımdır. Babası olan Muharrem Ertaş, saz ustasıydı. Ertaş ailesinin 7 çocuğu bulunmaktaydı. Neşet Ertaş ise bu 7 çocuk arasından, ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Neşet Ertaş, çocukluğunu daha çok gezerek geçirmiştir.

Halk Ozanı Neşet Ertaş; 8 yıl boyunca Niğde, Nevşehir, Keskin, Kayseri, Yerköy, Kırşehir ve Yozgat illerini gezmiştir. Neşet Ertaş, bu nedenle de okula gidememiştir. Bahsi geçen babası Muharrem Ertaş, oldukça tanınmış ve Orta Anadolu Abdal Müziği diye isimlendirilen geleneğin en büyük ustalarındandır. Hatta ünlü yazar, Yaşar Kemal tarafından kendisin, “Bozkırın Tezenesi” olarak adlandırmış.

Mecnun, bir kabile reisinin dualar ve adaklarla dünyaya gelmiş olan Kays adlı oğludur. Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine aşık olurlar. Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı Leyla'nın annesi öğrenir.

Kızının bu durumuna kızan annesi, kızına çıkışır ve bir daha okula göndermez. Kays okulda Leyla'yı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar.

Mecnun' un babası, oğlunu bu durumdan kurtarmak için Leyla'yı isterse de Mecnun (deli, çılgın) oldu diye Leyla' yı vermezler. Leyla evden kaçarak, Mecnun' u çölde bulur. Halbuki o, çölde âhular, ceylanlar ve kuşlarla arkadaşlık etmektedir ve mecâzî aşktan ilâhî aşka yükselmiştir. Bu sebeple Leylâ' yı tanımaz. Babası Mecnûn' u iyileşmesi için Kâbe' ye götürür. Duâların kabul olduğu bu yerde Mecnûn, kendisindeki aşkını daha da arttırması için Allahü Tealâya duâ eder:

"Ya Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüdâ beni."

Duâsı neticesi aşkı daha da çoğalır ve bütün vaktini çöllerde geçirmeye başlar.
Diğer tarafta ise Leylâ da aşk ıstırabı içindedir.

Bir zaman sonra âilesi, Leylâ' yı ibn-i Selâm isimli zengin ve îtibârlı birine verir. Ancak, Leylâ kendisini bir perinin sevdiğini ve eğer kendisine dokunursa ikisinin de mahvolacağını söyleyerek ibn-i Selâm' ı vuslatından uzak tutmayı başarır.

Mecnûn, çölde, Leylâ' nın evlendiğini arkadaşı Zeyd' den işitince çok üzülür. Leylâ' ya acı bir sitem mektubu gönderir. Leylâ da durumunu bir mektupla Mecnûn' a anlatır. Kendisini anlamadığından dolayı o da sitem eder.

Bir müddet sonra Mecnûn' un âhı tutarak ibn-i Selâm ölür. Leylâ baba evine döner. Bir çok tereddütten sonra her şeyi göze alarak, Mecnûn' u çölde aramaya başlar. Fakat Mecnûn, dünyadan elini eteğini çekmiş ilâhî aşk yüzünden Leylâ'nın maddî varlığını unutmuştur. Leylâ, çölde Mecnûn' u bulduğu hâlde, Mecnûn onu tanımaz. Leylâ onun erdiğini anlarsa da yine onsuz yaşayamaz. Hastalanıp yataklara düşer. Kısa zaman sonra da ölür. Mecnûn, Leylâ' nın ölüm haberini öğrenir. Gelip mezarını kucaklar, ağlayıp inler;

"Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez
Cânânsuz cihân gerekmez."

der, kabri kucaklayarak ölür.

Bir müddet sonra Mecnûn' un sâdık arkadaşı Zeyd rüyasında, Cennet bahçelerinde birbiriyle buluşmuş iki mesut sevgili görür. Bunlar kimdir? diye sorunca, derler ki: "Bunlar Mecnûn ile onun vefalı sevgilisi Leylâ'dır. Aşk yoluna girip temiz öldükleri, aşklarını dünya hevesleriyle kirletmedikleri için burada buluştular."

Trabzon’un Akçaabat ilçesine bağlı Cevizli Köyü’nde 1970 yılında dünyaya gelen ve kendisinden küçük bir kız kardeşe sahip olan Ekrem imamoğlu, tütün üretimi yapan ve inek besleyen bir aile ortamında yetişti. Liseyi doğduğu topraklarda Trabzon Lisesi’nde tamamladı. Lise eğitiminin ardından istanbul Üniversitesi ingilizce işletme Bölümünü bitiren imamoğlu’nun eğitim hayatındaki bir sonraki durak aynı üniversitenin insan Kaynakları ve Yönetimi bilim dalı oldu. Bu bölümde yüksek lisansını tamamladıktan sonra ise inşaat ve taahhüt işleriyle ilgilenen ve bir süre yönetim kurulu başkanlığını da yapacağı aile şirketinde 1990’larda çalışma hayatına atıldı.

Evli olan imamoğlu’nun biri kız ikisi erkek olmak üzere 3 çocuğu bulunuyor. Eşi Dilek imamoğlu da Beylikdüzü halkının sorunlarını gözlemlemek adına yaptığı çalışmalar ve sosyal yardım faaliyetleri ile tanınıyor. Eğitim hayatı sırasında sporla yakından ilgili olan ve amatör olarak futbol oynayan Ekrem imamoğlu, Trabzonspor Basketbol Kulübü ve Trabzonspor Futbol Kulübü ile Beylikdüzüspor Kulübü gibi çeşitli spor kulüplerinde yöneticilik görevi üstlendi. Birçok sivil toplum kuruluşunda üyeliği bulunan ve yaşadığı yerin sosyal ve kültürel hayatını etkileyecek roller üstlenen Ekrem imamoğlu’nun üye olduğu kuruluşlar arasında Kızılay, Beylikdüzü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Beylikdüzü Atatürkçü Düşünce Derneği yer almaktadır.

5 Haziran 1984 yılında Trabzon'da dünyaya geldi. Türk pop şarkıcısı olan Yusuf Güney aynı zamanda söz yazarı ve bestecidir. 5 Haziran 1984 yılında Trabzon'da dünyaya gelen şarkıcı, aslen Gümüşhane Kelkit'lidir. 14 yaşına kadar Trabzon'da yaşadıktan sonra ailesiyle birlikte Londra'ya taşınan Güney, ilk albümünü piyasaya sürmeden önce Londra'da yaşamaktaydı.

HiKAYESiNiN BAŞLANGICI

Londra'da çalıştığı bir şirkette başarılı olması sebebiyle genç yaşta pazarlama müdürlüğü yapan Güney, 2006 yılının Haziran ayında Türk pop müzik sanatçısı Rafet El Roman'ın Londra'da verdiği bir konserinde sanatçıyla tanışmasıyla müzik dünyasına ilk adımlarını attı.

Cüneyt Çakır, 23 Kasım 1976 tarihinde istanbul’da Kuzguncuk semtinde doğmuştur. Babası eski hakem ve MHK eski asbaşkanı olan Serdar Çakır’dır, annesi Vildan Hanım’dır. Kız kardeşinin adı Fatma’dır.

Kocaeli Üniversitesi iktisat Fakültesi işletme bölümünden mezunu olan Cüneyt Çakır, hakemliğin yanında ayrıca birçok sigorta şirketinin acenteliğini yapan sigortacıdır.

10 yaşından 17 yaşına kadar Kartalspor ‘un altyapısında futbol oynadı. 1994 yılında, 17 yaşında hakemliğe ilk adımını attı. 3 yılı aşkın sürede istanbul Amatör Kümede 1000′e yakın maç yönetti. 2001 yılında Süper Lig’de görev almaya başladı

Ligdeki yönettiği ilk maçı 29 Eylül 2001 tarihli Malatyaspor – Çaykur Rizespor maçıdır. Bugüne kadar Süper Lig’de yönettiği 172 maç ile Ligin en fazla maç yöneten hakemi unvanını aldı. 2006 yılında FIFA dı. 69 uluslararası maç yönetti. Kariyerinde; U19 Avrupa Şampiyonası; U21 Avrupa Şampiyonası Yarı Finali (ingiltere – isveç); UEFA Avrupa Ligi Yarı Finali (Fulham-Hamburg); U20 Dünya Kupası Yarı Finali (Portekiz – Fransa); UEFA Şampiyonlar Ligi Yarı Finali (Barcelona-Chelsea) ve EURO 2012 Yarı Finali (ispanya-Portekiz) bulunuyor.

Cüneyt Çakır, 2007 yılında gösterdiği başarıdan dolayı Avrupanın yetenekli hakemlerinin davet edildiği mentör kursuna davet edildi. Bu kurstaki üstün başarısından dolayı UEFA tarafından, 22 Aralık 2009 tarihinde premier development kategorisine yükseltilmiştir. 2009-2010 sezonunda Fulham ile Hamburg arasında oynanan Avrupa Ligi yarı final rövanş maçını yönetti.

Nihat Hatipoğlu (d. 11 Mayıs 1955, Diyarbakır), Türk akademisyen, ilâhiyatçı.Günümüzde atv'de haftalık programları devam etmektedir.Diyarbakır'da 11 Mayıs 1955 tarihinde dünyaya gelen Nihat Hatipoğlu, Siirt ve Malatya'da ilkokulu tamamladı. 1975'te Uşak imam Hatip Lisesi'ni ve Uşak Lisesi'ni bitirdi. 1981 yılında Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'ni tamamladı. Aynı Fakültede Hadis Ana Bilim dalında Kur'an-ı Kerim'in Anlaşılmasında Hadislerin Rolü adlı çalışmasıyla doktor, 2000 yılında da Doçent oldu. 2012 yılında ise Profesör oldu. Şu anda Dicle Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Hadis Ana bilim dalı Öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. 1985-1987 yılları arasında Mısır'da Arapça üzerine eğitim gördü. imam Hatip, Kur'an Kursları Müdürlüğü görevlerini yaptı. Şu anda Diyanet işleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu uzmanı olarak görev yapmaktadır. Ayrıca, 11 Mart 2017 tarihi itibarıyla YÖK üyeliğine getirilmişti. Kaynak: Nihat Hatipoğlu kimdir? Nihat Hatipoğlu'nun hayatı- Nihat Hatipoğlu ve eşi .

elevizyon, yani bir diğer adıyla aptal kutusu, insanları etkileme konusunda çağımızın en büyük teknolojik icatlarından biridir. Aynı zamanda en önemli eğlence kaynağı olarak adlandırılır. ikinci Dünya Savaşı sonrasında icat ediliği andan beri, insanları manipule ve fikirlerini kontrol etmenin en kolay yol televizyonu kullanmaktır. Belki son yıllarda bu etkinin yerini internet almış olabilir fakat değişmeyen tek şey, hangi yaştan insan için olursa olsun, televizyon hala en büyük eğlence, rahatlama, bilgi edinme ve zarar kaynağıdır. Evet, yanlış duymadınız. Televizyonun aynı zamanda insan sağlığına fiziksel ve zihinsel zararları bulunmaktadır.

Fakat işin kötü yanı, artık her evde neredeyse en az iki televizyon bulunan bir zamanda, insanlara televizyon izlemenin zararlarından bahsetmek, daha doğrusu insanların dikkatini bu zararlara çekmek oldukça güç bir durum. Ayrıca televizyonun zararları ve yan etkileri çocuklarda dikkat eksikliği bozukluğuna neden olmaktan, erken ölüm sebebine kadar oldukça geniş bir skala çizmektedir. bu yüzden bu apttallığı yapmamalıyız.

sağolun bende bir yunanım kadir mısıroğlu bazı lay ve savaşlarda bizi yani yunanları savunduğu için yunan yanlısı sayılmıştır.

bir felaket lur yani benim için ama kitap kumayı sevenler ve yazarlar için bir festival-ben ikisinide sevmiyorum-
instagram olmasa herhalde face book un üye sınırı dolup taşardı.

ülkenden gitmeyi kafaya takıyosan bunun tek sebebi sensen eğer gerçekten sorunların varsa bunu giderek değil kalıp mücadele ederek çözmeslisin ben bazen gerçewkten bıkıyrum ama yunanistanı bırakıp gitmiyrum bence bunu bir düşün öyle karar ver.

sıkıldığın mı yoksa buraya bilerek mi yazdın...bilemeyiz ne malum 23 yaşında olduğun.

aynı okulumuzdaki hanefi gibi insanlık belirtisi göstermiyo.

benim ülkem....dünyanın en güzel en çalışkan ülkesi diğer ülkelere gıybet aleme ibret olsun.....

erkeklerinden güzel olduğu kewsin olan bir gerçek olduğu için sizden güzel-artık soroyu yazan neye göre yazdıysa-.

başka yer bulamamışlar mı da ormanda intihar ediyorlar.

bir psikopat için hayatı mahvetmeye değmez.(#)